Ellinci, altmışıncı
Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi grup aşaması geçen hafta Salı-Çarşamba-Perşembe tamamlandı. Biz tek fire verdik Beşiktaş’la. Galatasaray ve Fenerbahçe play-off turuna kaldılar. Rakipleri de çok baba takımlar değil şimdilik endişeye mahal yok. Endişeye mahal yok ama aslında fayda/maliyet eksenli olarak bakacak olursak zarardayız yani.
Bizim kulüplerin bütçeleri ile yenildikleri veya zar-zor berabere kaldıkları takımların bütçelerini mukayese edecek olursak negatifte olduğumuz görürüz. Biz on koyduk bir aldık, adamlar bir koydu en azı beş- yedi aldılar. Ceferin’in geniş torba şeklinde rövanşsız bir formatta 4 içeride, 4 dışarıda şeklindeki uygulamasının geçen hafta biten bu aşaması çok heyecanlı oldu. Hem Şampiyonlar Ligi’nde hem Avrupa Ligi’nde cayır-cayır maçlar izledik. Galatasaray’ın ilk 8’e kalmaması neredeyse imkansızken ancak 14’üncü olabildi. Fenerbahçe Braga’nın attığı gol ofsayt olmasa da maç 2-0 Braga lehine bitse ilk 24’e dahi giremeyecekken şimdi artı bir gol averajı ile son anda son vagona atlayabildi.
Şampiyonlar Ligi’nde başlayan maceramız elene elene Avrupa Ligi’nin diplerine doğru getirdi bizi. Fenerbahçe Fransa’dan Lille’e, Galatasaray da İsviçre’den Young Boys’a elenerek elit 36 takımın yarışacağı en prestijli ligin dışında kalmışlardı sezon başında. Takımları şöyle yukarıdan aşağıya doğru ŞL+AL olarak sıralayınca çarşaf listede Galatasaray 50. sırada, Fenerbahçe 60. ve son sırada yer bulabilmiş demek oluyor kendilerine. Al gözüm seyreyle. O kadar yatırım, bol sıfırlı transferler, yıldız üstüne yıldızlar, yetmedi galaksiler getir, onca borca gir, para harca sonunda olabildiğin ellincilik, altmışıncılık mı yani. Kahkaha ile gülerler adama, hem de başka yerleriyle.
Sezon başlarken beş takımla yola çıkmıştık. Galatasaray ve Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi, Beşiktaş ve Trabzon Avrupa Ligi, Başakşehir ise Konferans Ligi’nde ülkemizi temsil etmeye başladılar. Uzay roketinin atmosfere girmeden bazı parçalarını bırakarak yola devam etmesi gibi Trabzon, Başakşehir, Beşiktaş bu seyahatte yoklar artık. Gönül daha fazla ülke puanı katkısı yapmalarını beklerdi ama olmadı. Elimizde avucumuzda kala kala Galatasaray ve Fenerbahçe kaldı. Nakavt Turu diye adlandırdıkları bu aşamada Galatasaray’a AZ Alkmaar, Fenerbahçe’ye Anderlecht çıktı kuradan. Çok zor rakipler değil biri Hollanda’dan biri Belçika’dan. Takımlarımızın üç tane yeni oyuncuyu Avrupa listesine yazma imkanı da düşünülünce 13’ünde ve 20’sindeki maçlar için ümitsizliğe gerek yok enseyi karartmayalım.
Buraya kadar iyi güzel de işin bize olan maliyetine ve bunun karşılığında elde ettiğimiz kâra bakacak olursak oldukça pahalı bir “ürün”le karşı karşıya olduğumuz gerçeği canımızı acıtıyor millet olarak. İçerideki kısır çekişmeleri bir tarafa bırakarak bu gerçeğin üzerine ve spor politikası olarak gitmemiz şart oldu. Sınırsız bütçe-sorumsuz harcama denklemini ayağını yorganına göre uzata tahvil edemezsek yakında UEFA gene bazı kısıtlamalarla kapımızı çalabilir. Neyse şimdilik daha fazla uzatmadan biraz keyfini sürelim ama bu harcanan paralarla Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e kalmamız lazımken biz ellincilik, altmışıncılıkla eğleniyoruz, bunu iyi bir şey olmadığını da unutmayalım. Takımlarımıza üstün başarı dileklerimizle.