İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Cep telefonu ve psikolojik gücü!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cep telefonları hayatımıza girdi.
Öyle bir girdi ki, amansız bağlılık içinde insanlar telefonuna başını soktu ve bir daha çıkamadı.
Simon isminde bir beyefendinin instgramda anlatımına denk geliyorum.
Diyor ki;
Sizin cep telefonu ile olan ilişkinizin, psikolojik durumunuzla yakından ilişkisi vardır.
Mesela; 
Eğer telefonunuzu bir odadan bir odaya götürmek zorunda kalıyorsanız, muhtemelen
sorununuz var demektir,
Eğer sabah uyanıp, yanınızdakiler ya da hiç kimseye günaydın demeden telefonunuzu kontrol ediyorsanız muhtemelen bir sorununuz var demektir,
Eğer biri ile konuşurken elinizde cep telefonu tutuyorsunuz, telefon çalmıyor, telefon
titremiyor, kimse beni aramıyor, sadece elimde tutuyorum, şu an benim için önemli olan bu
psikolojisini taşırsınız,  
Elinizde cep telefonu, akşam ailenizle yemek yiyorsunuz ve cep telefonunu masanın üzerine koyuyorsanız, oradaki herkese psikolojik olarak, benim için en önemli şey siz değilsiniz demek istiyorsunuz,
Telefonunuzu ters çevirmek nezaket dışıdır,
Lütfen,
Telefonunuzu uçak moduna alın, mesaj gelme ihtimalini ortadan kaldırın, onu çantanıza koyun, ya da bir rafa koyun.
İnsanlarla ilişkide bulunun.
Cep telefonlarının psikolojik gücü var.
Diyor.
Dikkat ediyor musunuz, insanların başı sabahtan akşama kadar cep telefonunun içinde.
Birileri ile, uzun uzun, göz göze sohbet etmeyeli ne kadar zaman oldu.
Anladım ki.
Kimse kimseye değer vermiyor.
Hiç tanımadığı, karşılaşma ihtimali olmayan insanların kim ne demiş, kim kime laf sokmuş,
anlamsızlığında yaşar hale gelmesi.
Birileri hep anlatıyor, hep anlatıyor, bir diğerleri dinliyor.
Bakmayın bu yalan dolan konulara, incir çekirdeğini doldurmayan konuların, peşine düşmüş olmamıza.
Bakmayın insanların masallarına ve hayatın yalanlarına şahit olmamıza.
Uzatmaları oynuyoruz.
Hiç kimse ihtiraslarını kontrol edemiyor.
Hiç kimse utanmıyor.
Hiç kimse doğru söylemiyor.
Hiç kimse ayıp nedir bilmiyor.
Hiç kimse haksızlık yaptığını kabul etmiyor.
Hiç kimse kimseyi sevmiyor.
Herkes kötülük istifliyor.
Ah canım.
Çocukların geleceği, kimseyi endişelendirmiyor.
Yağmur yağdı, kar yağdı çok şükür toprak ıslandı da.
İnsanların yüreği kurak, o ne olacak.
Artık masum insanların yere serilme çağındayız.
Çürüme çağındayız, hepimize geçmişler olsun.

Funda'nın aklındakiler…
... Yukarıdaki yazımda kimse kimseyi sevmiyor diye anlattım.
Kimse kimseyi beğenmiyor ve üstelik kimse kimsenin iyiliğini de istemiyor.
Sebebi olsun ya da olmasın, paçasından aşağı çekmek için ellerini uzatmış bekliyor.
Can Yaman, uzun zamandır İtalya’da yaşıyor. Orada TV programlarına çıkıyor ve orada iş yapıyor.
Şimdi, Mısır'da çok ünlü bir firmanın reklam yüzü olmuş.
Alay ediyorlar sinsi sinsi.
Biz kıymetini neden bilememişiz de, el alem kıymetini nasıl olmuş da bilmiş.
Adam gitmiş, işini gücünü dışarıda yapıyor, 
Ne istiyorsunuz ki.
Gayet de yakışıklı.
Kimse ile alıp veremediği yok.
Ama siz kötüler.
O sinsilik, o sebepsiz çekememezlik yüzünüze yansıyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...