
Hayatın hamarat karıncaları kadınlar
Hastane halimiz var.
Endişeli ve biraz yorgun halimiz var.
Sabah 05.30’da uyandım, sabahın yaşadığını dürtme soğukluğu var.
Pencereyi açıyorum, yüzüme soğuk hava merhaba diyor.
İstanbul'a yağan karlar tamamen eridi, bahçedeki çimler, kar ve yağmur kalktıktan sonra altından yemyeşil çıktı.
Sanki bahçeye, avuç avuç zümrüt yüzükler saçılmış gibi.
Bakmaya duyamazsınız.
Düşünüyorum.
Bugün Kadınlar Günü.
Kadın olmaktan çok mutluyum, hayatımda hiç keşke erkek olsaydım diye düşünmedim.
Kadınlığımı sevdim.
Anneliğimi sevdim.
Her ikisinden de yoruldum, ama kadın olarak hayatla başa çıkmanın, hayatı başarmanın, tatlı yorgunluğunu yaşıyorum.
Öyle ya hayat çok zor, kadın olmanın ve anne olmanın başarılması gereken hikayeleri var.
Pişmanlıklarım yok.
Keşkelerim yok.
Başıma geleni, tevekkül ederek azimle ve merhametle yaşamışım.
Ben bahçe katında oturuyorum, penceremden göz hizada yemyeşil çimen ve toprak görünüyor.
Ormanda oturur gibi ağaçlar ve kendi diktiğim iğde ağacım var.
Penceremin kenarına, o küçücük serçe konuyor.
Tanıyorum onu, her zaman gelmiyor ama arada geliyor ve göz göze geliyorum ve merhaba diyorum.
Kız arkadaşım gibi hissediyorum ve adını Ayşe koyuyorum.
Ve Ayşe arkadaşımla beraber, sabah ezanını dinliyoruz, beraber dua ediyoruz.
Amin canım, Amin diyorum.
Ayşe'm diyorum, “yarın kadınlar günü sabah gel beklerim, sana anlatacaklarım var ve ben kadın olarak yorgunum” diyorum.
Ayşe'cim diyorum sen yuvanı nereye yaptın bilmiyorum ama, hadi benim annesiz yuvama ışık ol diyorum.
Peki diyor, sanki gizli anlaşma yapıyoruz ve uçuyor.
Gidiyor Ayşe.
Unutmayın kadın arkadaşlarım.
Güneş her sabah doğarken ve her akşam batarken, hayat aslında tamamen senindir, benimdir.
Yaz da olsa kış da olsa hayat benimdir diyerek sarılmamız gerekiyor.
Güç bulmak, ayakta kalmak, mücadele etmek için hayat biz kadınlarındır..
Kendinizi sevin falan palavrasında değilim.
Çocukluk travması, yok onu temizle yok bunu temizle palavrasında hiç değilim.
Ben hayata ve dost tabiata bakarak yazıyorum.
Bahar da geliyor, güneş dans ederek cilveli cilveli doğuyor.
Ey dertlerime, sırlarıma ortak olan bereketi bol evim.
Baharı kışından daha güzel evim.
Yazı baharından daha güzel evim.
Dualı evim.
Ve evimden tüm kadınların evlerine ve merhametli kalplerine sesleniyorum.
Ey..
Biz HAYATIN HAMARAT KARINCALARI KADINLAR, GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN.
Funda'nın aklındakiler…
... Özcan Deniz ve ailesinin kavga haberlerinden yorulduk.
Bazı insanların ne çok, kavgası oluyor yahu.
Özcan suçludur demiyorum, konunun o tarafında hiç değilim.
Ben nereden bilebilirim ki.
Ama.
Önce ilk eşi ile kavgası, sonra çocuk meselesinden kavgası, annesi ile kavgası sonra abisi ile kavgası, derken bütün aile kavgası.
Sabah akşam, gece gündüz kavga haberine maruz kaldık.
Derken Sarıyer Uskumruköy belediye, dava dosyası ve hakim karşısına çıkmak.
O ne dedi, bu ne dedi umurum değil.
O haklı, ya da bu haksız umrum değil.
Ama bu nedir arkadaş, valla yorulduk.
Funda'nın aklındakiler…
... Ormanda kaybolan Ece Gürel hastanede vefat etti.
Herkes, hepimiz hiç tanımadığımız bu kadın için, önce kaybolduk sonra bulunduk.
Ve sonra çok üzüldük.
Ah Ece ah kadınlar gününden bir gün önce bizi çok üzdün.
Dertlerinle, çıkmazlarınla ormanda kaybolurken, belki de hayatın içinden kaybolacağını hiç düşünmedin.
Tüm ailenin ve ülkenin tüm kadınlarının başı sağ olsun.