Yüreğiniz merhametinize hakim olsun
Geçmişte şöyleydi… Aman bu da böyleydi diye anlatmayı sevmem.
Geçmişi yaşayarak, bugünü de yaşayamam.
Yaşamam yani.
Çocukluğumu bilirim ve zaman zaman düşünürüm.
Aslında, kim bilir belki de çocukların büyümeleri hayatın en büyük haksızlığıdır.
Çocukken, büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda, "zengin olacağım" diye cevap vermeyen masumlukla büyüdük.
Oh çok şükür.
Gençliğimi bilirim ve zaman zaman düşünürüm.
Bol bol, geniş geniş, erkene alınmayan bir gençlik yıllarında büyümüş ve yaşamışım.
Oh çok şükür.
Tertemiz büyümüşüm.
Şimdiki çocuklara bakın ve gençlere bakın her şeyi ile erkene alınmış randevu gibiler.
Etken erken.
Bilmiş ve büyümüş hepsi.
Bunları neden yazdım.
Dün, gideceğim yere metro ile gideceğim, metroya bindim ve geleceğim durakta indim.
Asansöre doğru yürüyorum.
Bir grup genç 14,15 yaşlarında pata küte koşuyorlar, Allah Allah bunlar nereye koşuyorlar derken, asansöre binmek için koştuklarını anlıyorum.
Yanımda, yaşça benden de büyük bastonlu bir hanım var, tabi ki asansör doluyor ve kapısında bu bencillerden sebep kalakalıyoruz.
Kadın asansörün kapısı kapanmadan, onlara bakarak diyor ki.
"Utanmaz gençler önce onlar binsin, aman yorulmasınlar".
Kadın anlatmaya devam ediyor, "metroda yer vermediler, hepsi ya uyuyor ya cep telefonuna bakıyorlar".
"Ayakta geldim" diyor.
Ve
"Allah işinizi gücünüzü rast getirmesin" diyor.
Gençler o kadar pişkinler ki, birisi ben ineyim buyurun teyze falan demiyor.
Kadının bedduası, benim birden kalbimi sızlatıyor.
Ah diyorum ah.
Bir diğer kadın diyor ki, "merhameti olmayan bunlar büyüse ne olacak".
"Birbirlerini eze eze hayatlarını yaşamaya çalışacaklar.
Ve "ne ev ne araba zırnık alamayacaklar" diyor.
Asansör hareket ederken baktığımda, gençlerin gözünde, biz bindik siz orada kalın zaferi vardı.
Sadistçe hafif gülümseme gördüm.
Bastonlu ve yaşlı bir kadına acımayan, merhamet etmeyenlere daha ne diyebiliriz ki.
Eh kadınların söylediklerine bakınca, gelecek bedduası da sadistçe değil mi?
Birilerinin ihtiyacı olan bir şeyi bulamadığında, ya da alamadığında, karşı taraf bundan memnun kalıyorsa, sadistçe duygular taşıyor diyemez miyiz?
Sadistlik bencillik ile yarışır olmuş ve almış başını gitmiş.
Yaşadığımız olaylara bakınca, tüm yanlışların kesişme noktası olmuş gibi görünüyor değil mi?
Hepimizin yolu illa bir sadiste rastlıyor değil mi?
Sorunun başlangıcı ve geldiği nokta hep aynı değil mi?
Üzerimize konulmuş bir dünyanın, merhametsiz yetişen ve bu duyguları taşıyan gençleri.
Çevrenizi hiç hesaba katmadan, kendinizi herkesten çok önemli bir konuma koyan ve öyle yetişen gençler.
Asla unutmayın.
Hayat size ve merhametinize hoşgörü ile bakmayacaktır.
Bu dünyanın hakimi asla olamayacakken, olacağınızı zannederek, sana sana büyüyeceksiniz.
Hayat, bir şekilde sizin merhametinize itiraz edecektir.
Yüreğiniz, aklınıza, beyninize, merhametinize, vicdanınıza hakim olsun umarım.
Kendinizi merhamete oturtun.
Funda'nın aklındakiler…
... Moda ne garip.
Ve bu garipliklere bayılan.
İnanılmaz paralar harcayan insanlar var.
Evet paran vardır ve canın ne isterse takip edersin ve istersen alırsın.
Ama, toynak ayak modası da ne yahu.
Üstü insan, altı toynak ayak ile dolaşan insanlar var.
Toynak ayak ayakkabıları var.
Ayakkabının ucu ortadan ayrılmış, içinde parmaklar sağa ve sola paylaştırılmış.
Ayakkabı inanılmaz pahalı imiş.
İnsan parmaklarını yürürken sağa ve sola niye ayırır ki.
Yolda, üstü insan, ayakları toynak birini görseniz bakmaz mısınız?
En son Paris moda haftasında Afra Saraçoğlu giymiş.
En kibirli hali ile fotoğraflamışlar.