Servet Çetin ile Amedspor yolu
“Amedspor teklifi geldiğinde şehre ve takıma dair zihninizde beliren ilk tablo ne oldu?” soruma aldığım cevap, kendisine dair elde ettiğim izlenimlerde yanılmadığımı göstermişti. Bu soruyu kendisine yönelttiğimde abartılı, coşkulu ve ağdalı bir “çok mutlu oldum hiç düşünmeden geldim” cevabı beklemiyordum, çünkü gerçekleştirdiğimiz kısa sohbette gördüğüm profildeki adam; sade, mütevazi, samimi, net ve realistti…
Amedspor Teknik Direktörü Servet Çetin ile karşılaşmamız ve tanışmamız tesadüfen olsa da sonrasında gerçekleştirdiğimiz Amedspor, Diyarbakır ve futbol söyleşimiz tesadüflere bırakılmayacak kadar değerli başlıklar üzerineydi… Başarılı ve sportmen futbol hayatından sonra kalplerdeki daimi yerini alan Servet Çetin, kopamadığı yeşil sahalara bu kez hoca sıfatıyla dönmüştü ve Servet Hoca’nın yeşil saha yolu kendisine iletilen “Amedspor’u size emanet etmek istiyoruz” teklifiyle kesişmişti.
Bugün size, bu teklifi ve sonrasında girişilen zorlu Amedspor yolunu Servet Hoca’dan aldığım cevaplar eşliğinde aktarmak istiyorum…

Amedspor Teknik Direktörü Servet Çetin’e Amedspor teklifi iletildiğinde hemen evet dememiş, çünkü zihninde yaptığı kariyer planlamasında Amedspor’u çalıştırma şıkkı olmamakla birlikte Diyarbakır’ı tanımıyor olması da önemli bir rol oynamış. Bilmediği bir şehre yerleşmek elbette ki kendisi ve ekibi için zor olacaktı çünkü mesleğine ve sorumluluğunu alacağı takıma gösterdiği saygı ve sahiplenme, git-gel teknik direktör değil “yerleşik teknik direktör” olma bilincini benimsetmiş kendisine. Zira şehirde kimin ağzı açılsa “hakkını vermek lazım Servet Hoca hep burada takımın başında” diyor.
“Amedspor teklifi geldiğinde şaşırdım ve mesafeli durdum çünkü Diyarbakır’ı bilmiyordum. Kulüp yöneticilerinin davetine nezaketen icabet edip Diyarbakır’a doğru yola konulduğumda bile zihnimdeki cevap olumsuz yöndeydi. Fakat gelip gördüğüm Diyarbakır tablosu beklentilerimin çok üzerinde güzellikte, modernlikte ve konfordaydı. Karşımda yaşanabilecek muhteşem bir şehir vardı. Bununla birlikte kulüp yönetiminin olumlu yaklaşımı ve ciddi potansiyele sahip taraftarlar kitlesinin takımı sahiplenmesi beni biraz ikna etmiş olsa da ilk maçı izlemek ve takımın canlı potansiyelini görmek istedim. Erzurumspor-Amedspor maçını izlerken takımın performansı karşısında işimin çok zor olacağını gördüm.
Evet işim zordu fakat dediğim gibi yönetimin, taraftarların, şehrin enerjisi beni ve ekibimi ikna etti. Bunlarla birlikte benim ve ekibimin “zorlukları başararak bir yere geldik” bilinci Amedspor teklifini kabul etmemizi sağladı. Böylelikle “Amedspor yolumuz” başladı. Takım olarak elbette ki eksiklerimiz var ve elbette ki şu an bulunduğumuz lige alışma sürecimizde yaşanan ciddi sıkıntılarımız var fakat tüm bunları alt edecek güzel ve umut verici değerlerimiz de var. Öncelikle iyi günde kötü günde takımı sahiplenen muhteşem bir taraftarı var Amedspor’un. Ve Diyarbakır tarihiyle, kültürel yapısıyla, taraftarlarıyla gerçekten çok güzel bir şehir bu da kulüp için önemli bir avantaj.

Tesis ve çalışma imkanlarımız da fena sayılmaz fakat dediğim gibi tesisimizi, altyapımızı, sahayı, organizasyon anlayışımızı bulunduğumuz lige hızla adapte ederek ilerlememiz gerekiyor. Geldiğimiz noktada benimle birlikte ekibim de mutlu çünkü Amedspor’a gelişimizin öncesini ve sonrasını kıyasladığımızda kısa sürede iyi bir performans elde ettiğimizi görüyoruz. Amedspor yönetimi de henüz çok yeni bu nedenle birlikte yol alıyoruz. Önceliğimiz tüm ihtiyaçlara cevap verecek kapsamlı bir tesis. Şehrin ve bölgenin gençleri futbol başta olmak üzere sportif faaliyetlerde çok yetenekli.
Kapsamlı bir tesis ile bu yetenekli gençleri de bünyemize dahil ederek altyapıya da ağırlık vermemiz gerekiyor. Şehrin gençlerinin katılımı Amedspor’u çok daha güçlü ve köklü kılacaktır. Amedspor teklifi bana getirildiğinde “bu yıl ligde kalalım yeterli olur” beklentisi vardı çünkü malum olduğu üzere takım önemli bir performans kaybı yaşıyordu. Şimdi geldiğimiz noktada şükürler olsun ki ligde kalmayı garantilemekle birlikte yeni hedeflerimiz de var önümüzde. Biliyor ve inanıyorum ki eksiklerimizi hızla tamamladıktan sonra Amedspor önümüzdeki sezon her başlıkta çok daha profesyonel ve başarılı bir performans gösterecektir…” Amedspor Teknik Direktörü Servet Çetin ile gerçekleştirdiğim sohbeti Doğu- Güneydoğu-Ortadoğu sahasını çalışan bir siyaset bilimci ve yazar kimliğimle elbette ki sadece futbol sohbeti olarak dinlemedim. Futbol kulüpleri şehirlerin siyaset, ekonomi, bürokrasi, turizm lokomotiflerinin üzerinde değerlileri ve vazgeçilmezleridir.
Bu nedenle herkes; kızını, oğlunu, eşini, annesini, kardeşini alıp keyifle ve güvenle gelebilmeli takımını izlemeye. Kulüplerin başarısı “bir anlık/bir maçlık değil bin asırlık sahiplenme” ile gelir. Tuttuğunuz futbol takımı bir kültürdür, baba yadigârıdır, geçmiştir, gelecektir, gururdur, evlattır ve daha sayabileceğiniz sayısız kadim değerdir. Galibiyette coşup alkışlarken, mağlubiyette ve zor günde de sarmayı, kollamayı, yüreğine dokunmayı, anlamayı gerektirir. Tuttuğu takım kişinin yaşam felsefesidir, şehrinin dışa yansıyan sosyolojik aynasıdır, dünyaya kurulan iletişim köprüsüdür…
Sosyolojik yansımadan söz etmişken bir dip not paylaşayım hemen. Kısa bir süre önce Amedspor yönetimi ve taraftar gruplarının ortak aldığı “etik tribün” kararına da değinmek istiyorum.” Etik tribün” diyorum çünkü basın toplantısında yapılan açıklamalardan bu özeti çıkardım. Yönetim ve taraftar grupları ortak bir platformda buluşarak tribünlerin; şehre, Amedspor’a, futbola, bulunduğu lige yakışan bir iklime kavuşması ve kadınlarla birlikte gençlerin de şiddetten-küfürden uzak bu coşkuya ortak olmasını sağlamak için sağduyu çağrısında bulundu.
Diliyorum ki bu çağrı güçlü-daimi bir karşılık bulur ve Amedspor tribünleri; 33 medeniyete ev sahipliği yapmış, edebiyata-bilime-ilime-sanata sayısız evlat yetiştirmiş, mimarisiyle dünyayı kendisine hayran bırakmış Diyarbakır’ın kadim duruşunu daha da taçlandırır…