Deniz Bitti Uşaklar
Fenerbahçe Genel Kurul Üyelerinin en az % 20’sinin olağanüstü genel kurul toplanabilmesi için noter huzurunda imzalı bir beyanda bulunmaları gerekiyor. Son genel kurulda aidatlarını yatırıp oy kullanma hakkına sahip 46 bin civarında aktif kulüp üyesi vardı. Pasif üyelerle birlikte bu rakamın 50 binin üstünde olduğu varsayılabilir. Bu durumda seçimli bir genel kurul toplanabilmesi için 10 bin civarında imzanın Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’na elden teslim edilmesi gerekiyor.
Hafta içinde Yüksek Divan Kurulu’na 5-6 bin imzanın teslim edildiği söyleniyordu kulislerde. Yani geçen bir aylık sürede yaşanan onca olumsuzluğa rağmen gelinen imza sayısı Olağanüstü Seçimli Genel Kurul toplamanın beklenildiği kadar kolay olmayacağına işaret sayılabilir. Buna rağmen Başkan’ın TRT Spor’da yaptığı açıklamalardaki üslup ve yeterli imzanın toplanması durumunda aday olmayacağının beyanı da imza yeter sayısına ulaşılmasına dair tedirginliğin en tepede de hissedildiğini gösterdi.
Bu şekilde bir genel kurul toplantısına gidilmesi sadece Fenerbahçe değil köklü tüm kulüplerimizde pek rastlanır bir uygulama değil ama dernek yapısında olan tüm spor kulüplerinde demokratik bir çıkış yolu olarak dernekler kanunu buna imkân tanıyor. Fevkalade durumlarda kaos oluşmaması için gayet de akıllıca bir çözüm yolu.
Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği’nde Ali Koç’un seçildiği genel kuruldan bu yana geçen yedi senede sadece bir Türkiye Kupası şampiyonluğu dışında dişe dokunur bir başarı olmamasından rahatsız olan taraftarlar gelinen noktada demokratik bir çıkış yolu bulmaya çalışıyorlar. Başkan ve yönetim ise “Mourinho’yu bile getirdik daha ne yapalım” modundalar.
Gelinen noktada sorunun sadece hoca değiştirmek ve futbolcu transfer etmekle çözüleceğini zannetmek aslında “deniz bitti uşaklar” diyen kaptan zihniyetinin bir tezahürü. Gemi karaya oturdu ama kaptan denizin bittiğini sanıyor. Deniz bitmedi koca derya var. Millet kendi gemisini fevkalade yürütüyor, şampiyonluklar, kupalar şakır, şakır geliyor. Daha küçük maliyetli takımlar bile kendi hedeflerine uygun oldukça başarılı şekilde yönetilirken koskoca Fenerbahçe’nin çaresizliği taraftarlarını üzüyor ve bu imza toplama organizasyonu ile bir çıkış arıyorlar.
Sanki imza yeter sayısına ulaşılmışçasına başkan adaylarının birer-ikişer sökün etmesi ve açıklama üstüne açıklama yapmaları konunun gene rövanşist bir yaklaşımla ele alındığını göstermesi bakımından da ilginç aslında. Başkan adaylarının hepsinin geçmişe dayalı bazı hesaplarının olması ve yenilgilerin rövanşlarını almak için başkan adaylığına soyunmaları Fenerbahçe’nin gerçek sorunlarından habersiz olduklarını gösteriyor.
Fenerbahçe’nin taraftar sosyolojisi değişti geçen yirmi senede kimse bunun farkında değil. Halktan koptu Fenerbahçe. Halkın tamamını kucaklayan, her görüşten ve her sosyo-ekonomik kesimden taraftarı olan ve tabana en yaygın kılcal damarlarla nüfuz eden, halktan beslenen bir spor kulübü iken son gelinen noktada sadece katı laikçi, sol ve sosyal demokrat bir kitleye, snop, bohem ve seçkinci elitist yaklaşımla bir semt (Kadıköy-Çankaya-Alsancak) profiline, bir zihniyete sıkışıp kaldı koskoca kulüp. Son Divan Kurulu toplantısında konuşanların söylemlerine baksanıza. Önce buradan başlamak lazım onarıma. Yoksa geçmiş olsun.
Bu konuda yazılacak, söylenecek çok şey var. Sezon bitsin gene devam ederiz hayırlısıyla.
19 Mayıs Gençlik Bayramımızı kutluyoruz. Yaşasın her yaştan gençler.