
Manavgat’ın ışığı
Öncelikle dün idrak ettiğimiz 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun diyerek başlayalım.
Geçen hafta sonu Antalya’nın Manavgat ilçesinde bu sene 12. Defa düzenlenen yağlı güreş organizasyonu ile sezonu açtık. Bismillah dedik. Allah; güreşçilerimize derman versin biz güreş severlere de geçen seneden daha çekişmeli ve güzel kapışmalar izlemeyi nasip etsin.
Manavgat bu sene CV Enerji Yağlı Güreş Ligi’nin de ilk haftası olması münasebetiyle oldukça önemliydi. Geleneksel Güreşler Federasyonu bu sene 3. Kez düzenliyor bu ligi. İlk seneki acemilikler geçen sene nispeten giderilerek (ata sporumuzun bileşenlerinin görüş ve düşüncelerini de göz önüne alarak) her güreş takviminde daha iyiye doğru bir seyir söz konusu bunu konuya birazcık aşina olan hepimiz görmekteyiz.
Manavgat’ın kendisi de eski grekocu belediye başkanı elinden geldiğince Yörük kültürünün de önemli bir cüzü olan güreşlere destek olmaya çalışıyor yıllardır. Elbette öncelik minderde olmalı, minder güreşi bizim temel dinamiğimiz fakat geleneksel güreşler de yeni nesillere güreş sporunu sevdirmek için bir imkan sunuyor. Başkan da bunun farkında. Spor Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı ile güreş çayırının devri konusundaki bürokratik tıkanıklıkları aştığında yapılacak yatırımlar daha yerini bulacak ve bundan hem Manavgat hem de Türk sporu, hem de yağlı güreş camiası faydalanacak. Tam anlamıyla win-win/kazan-kazan durumu yani.
Güreşler sırasında elbette gün içinde öğle ve ikindi namazları için ezan okunduğunda pehlivanlar güreşe ara veriyorlar. Bu Anadolu insanının içinde bulunan Anadolu irfanının bir gereği. Tarlada, bahçede, bağda ne iş yapıyor olurlarsa da insanlar ezan okunduğunda ara verir bülbül sesli müezzinlerin okuduğu ezanları dinleyerek iman tazelerler. Bu yıllardır bizim genetiğimizde ve geleneğimizde olan bir şey maçı TRT’de yorumlayan kardeşimizin güreşe devam edilmesi tezi bu bakımdan anlamsız ve gereksiz bir çıkıştı. Şu andaki uygulama en içimize sineni ve yeni element icat etmenin gereği de yok.
Bir de güreşlerin hava karardıktan sonraya kalan kısmında aydınlatma çok yetersizdi. Bunda elbette Belediye’ye önemli bir görev düşüyor. Aydınlatma pilonlarının ansi-lümen değeri bırakın naklen yayını çıplak gözle izleyen için bile mum ışığı standardındaydı. Güreşçiler o alaca karanlıkta iyi ki rakiplerini şaşırıp güreşleri el yordamıyla bulduğu pehlivanla devam ettirmedi. (buranın şaka olduğunu söyleyelim de alınan, gocunan olmasın)
1716 güreşçi katıldı Manavgat’taki kapışmalara. Minik boylardan baş boyuna kadar. Yusuf Can Zeybek ve Orhan Okulu’nun final güreşi eski tüfeklerle-deli fişeklerin güreşi olarak izlendi ve tecrübe bu kez kazandı. Geçen sezonun da lideri olan Orhan Okulu yeni sezonu galibiyetle açmış oldu.
Ne var ki Ali Gürbüz’ün kendisini direkt ilgilendirmeyen bir konuda kule hakemlerini sertçe protesto etmesi sonucunda diskalifiye edilmesi ve tedbirli olarak disiplin kuruluna verilmesi izleyenlerde bir burukluk meydana getirdi. Ali Gürbüz tüm güreş severler arasında özel seyircisi olan bir güreş figürü. Elbette fevri davranmış olabilir, elbette sportmenliğe yakışmayacak bir duruma sebebiyet vermiş olabilir neyse gereken ceza verilir, verilmelidir ama güreşçiye idam mahkumu muamelesi de yapılmasın. Adil bir ceza beklenendir. Pire için yorgan yakmak ata sporumuza yakışmaz.
15 gün sonra ikinci ayak Gaziantep Şahinbey’de her şey yoluna girer inşallah.