Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Yalan mevsimi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Başlıkta belki “transfer yalanları mevsimi başladı” diye belirtsek daha anlaşılır olurdu merâmımız ama o zaman da uzun isimli Türk filmleri gibi bir şey olacağı için böyle bırakalım.

Sezon kapandı, Milli Takım Amerika turnesinde, basketbol playofları devam ediyor, Kulüpler Dünya Kupasına bir hafta var daha, araya bayram tatili girdi ortalık biraz sessiz ama bir bakıyorsunuz yalan transfer haberleri havada uçuşuyor. Bu sene şu günlerde en önemli konu Osimhen’in ne yapacağına dair. Bir bakıyorsunuz Galatasaray’da devam ediyor, bir bakıyorsunuz Fenerbahçe devreye girmiş, bir bakıyorsunuz El Ahli ile restleşmiş vesaire, vesaire.

Eskiden önce gazetelerin arka kapaklarından içeri doğru yer alan spor sayfalarının yaz aylarında boş kalmaması için “uydurulan” transfer haberleriyle başladı bu iş. Sonra bağımsız spor gazeteleri ve bu gazetelerin acar kulüp muhabirleri tarafından daha profesyonelce yapılmaya başlandı. Bir bakardınız o zamanlar aynı oyuncu hem Galatasaray sayfasında hem Fenerbahçe sayfasında bazen de Trabzon sayfasında arz-ı endâm etmiş “…. Fener’de, Cim Bom’a sıcak bakıyor, Trabzon imza aşamasında” başlıklarıyla haberleştirilirdi.

Sonra sosyal medya çıktı ve hani Köroğlu’nun dediği gibi “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” gibi bir durumla Bab-ı Âli’nin ince esprilerle süslü, bolca gönderme yüklü başlıklarının, yalan haberlerinin çok daha ötesine geçildi. Bu sefer uluslararası menajerlik şirketlerinin yerli uzantıları, gazeteci ve muhabir görünümlü yalan haber üreticileriyle birlikte el ele vererek portföylerindeki futbolcuları kulüplerimize pazarlamaya abandılar günümüzde.

Taraftarlar tarafından sıkça izlenen bu internet haber üreticileri arkalarına aldıkları etki gücünün farkında olarak üç aşamalı bir plan uygularlar genelde. Önce hiç alakasız bir ismi ortaya atarlar, bonservisi elinde, Türkiye’ye gelmeye sıcak bakıyor, yıllık ücreti şu kadar falan diye farklı birkaç sitede, köşede bunlardan bahsederler bu içerik üreticileri. Bu aynı zamanda taraftarların kulağına kar suyunun kaçırılması demektir. Taraftar bahsi geçen futbolcuyu kendi tuttuğu takımın formasıyla hayal etmeye başladı mı zokayı yuttuk demektir.

İkinci aşamada kulüp yöneticilerinin bu işin peşinde olduğu, oyuncuyla ve menajeri ile görüştüğü, şartların sorulduğu, ödeme şeklinin nasıl olacağına dair ön hazırlıkların, teminat mektuplarının görüşüldüğü servis edilir meraklılarına. O aşama en önemli aşamadır. Çünkü taraftarlar hemen üşüşürler bu haberlerin altına kendi yorumlarını döşenmeye. Böylece bir hararet sağlanmış olur kulüp, taraftar ve futbolcu simsarları arasında. Beklenti oluşturulmuş ve politikasına uyup uymadığı önemsenmeksizin ne yapıp edip o futbolcuya kendi takımının formasını giydirmeye gelmiştir sıra.

Bu beklentinin gene aynı merkezden beslenen diğer aparatları tarafından köpürtülmesiyle hiç gündemde olmayan bir futbolcu bir anda o kulübün transfer listesinde yer alıyormuş gibi bir muamele görmeye başlar. Kulüp yöneticisi bu adam bize yaramaz, çok pahalı, bize uygun değil diyemeyeceği noktadadır. O oyuncuyu aynı anda ezeli rakiplerin ikisine üçüne pazarlamaya çalışan menajer de kızıştırdığı rekabetin sağladığı bol sıfırlı komisyonların yavaş yavaş ete kemiğe büründüğünü görmeye başlamıştır artık.

Olan kulübe ve kulübün zaten negatifte olan transfer bütçesine olmaktadır. Borçlar katlanmakta kulüp Bankalar Birliği’ne olan borcunu bir türlü sıfırlayamamaktadır. Kazanan menajerler, kaybeden Türk futbolu olmaktadır hikayenin sonunda. (Bkz. Talisca trasferi)

En yakın zamanda uyanmamız temennisiyle…

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 2 hafta önce
Tamda yorumlanması gereken bir konu olmuş,evet tranferler havada ama kulüpler borç batağında..bunlarında önü alınmalın
BEĞENME
0
CEVAPLA
Z
Ziyaretçi 2 hafta önce
👍👍👍doru söze ne denir ki Selam ve sevgilerimi gönderiyorum
BEĞENME
0
CEVAPLA