Trump’ın Amerikası’na rağmen Ortadoğu neden savaşta?
Amerika’yı, küreselcilerin elinden alan Donald Trump, kendi öz kodlarına döndürmeyi amaçlıyor ve ulusalcı bir politikayla ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Uluslararası arenada imkansız olarak görülen devrimsel bir yakınlaşmanın da öncüsü olan Trump,
Bu süreçte;
Erdoğan’la dost oldu...
Washington’un Ortadoğu Politikasında karar verici olarak Türkiye’yi öncü kıldı...
İsrail'i bölgede devre dışı bıraktı...
Ortadoğu’da Türkiye’yi bölgesel güç olarak tanıdı...
Türkiye ile birlikte ortak düşman düşüncesine sahip çıktı...
Türkiye’nin ulusal ve uluslararası iradesine saygı duydu...
Suriye ve lideri hakkında Erdoğan’ın ön görüsünü baz aldı...
Süper güç tacını tabiri caizse Türkiye’ye devreden Trump ve Trump’ın Amerikası gel gelelim bugün iç savaşla cedelleşiyor.
***
ABD’ de iç savaş türlü türlü sebeplere dayandırılsa da bir sebebi de Trump’ın Ortadoğu Politikası ve Erdoğan’a yakınlığı...
Her şeye rağmen Trump ne Türkiye ile ilişkisinden ne de Ortadoğu’daki barışçıl politikasından vazgeçmiş değil!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı akıllı, zeki ve başarılı bulan Trump, Türkiye’nin Erdoğan’la birlikte aldığı mesafenin de hiç şüphesiz farkında...
Avrupa’nın taklit edildiği, küreselcilerden taktik alındığı, illegal çetelerin yuvalandığı, terörün pusuya yatırıldığı bir Türkiye yok artık. Zaten Trump’ın da yeni Türkiye’nin bu vizyonuna ihtiyacı var.
***
Yıllar yılı küreselciler tarafından ambargolara maruz kalmış, gücünün kırılması için önüne türlü engeller konmuş bir Türkiye’nin; bugün hem bölgesel hem de küresel güç olarak kendini ispat etmesi Avrupa’yı olduğu kadar Amerika’yı şapka çıkartır hale getirdi.
Nitekim Trump’ın seçilmesiyle olağanüstü bir sürecin başladığı Amerika’da iç savaş kaçınılmaz oldu.
Küreselcilerin yıllardır dünyada insanlık namına kural tanımayan iradesi bu defa Amerika içinde baş kaldırdı.
Bu baş kaldırışın sonunda İsrail’e ketvuran, Suriye’nin önündeki tüm setleri kaldıran, Türkiye’nin sınırlarından el çeken, Avrupa’yı terk eden ve en nihayetinde kendi başı derdine düşmüş, bir Amerika var ve büyük kırılmalar...
Bu kırılmalar hiç şüphesiz büyük sorunlara da gebe...
Bugün İran ile Amerika arasında bir anlaşma süreci devam ederken; İsrail’in anlaşmayı baltalaması da Amerika’daki kırılmanın bir parçası...
İsrail’in İran’a saldırması karşısında hala bir şansı olduğunu söyleyen Trump, İran’la ipleri koparmadı ama İran’ı tuzağa çekilmekten de koruyamadı.
İran bugüne kadar verdiği intikam sözlerini tutmamasıyla meşhurdur ki bugün Trump ile anlaşmaya gitmeyip karşı atağa geçmesi de İsrail’e karşı bir meydan okuma gibi... Durum misilleme boyutundan çıktı eş zamanlı saldırıya evrildi.
İRAN’IN KADERİNİ DEĞİŞTİREN ATAMA
Korgeneral Muhammed Hüseyin Bakıri’nin öldürülmesi ardından, Hamaney, yayımladığı bir kararnameyle Orgeneral Seyyid Abdurrahim Musevi’yi Genelkurmay Başkanlığına atadı.
Seyyid Abdurrahim Musevi Hamas Siyasi Büro Başkanı Mücahit İsmail Haniye’nin şehadetinin ardından söylediği sözlerle kazınmıştı hafızama:
“Siyonistlerin arzuları gerçekleşmeyecek ve bu cani rejimin çöküşünü herkes görecektir.”
İran için yeni bir dönemin işareti gibi geldi bana. İntikam sözleri artık havada kalmazsa eğer İran İsrail’i bu kararlılıkla yok edebilir.
İran’ın ABD ile nükleer meseleler konusundaki müzakereleri sırasında gerçekleşen Siyonist saldırıları ne kadar büyük kayıplara sebep olsa da İran’ı caydıracak güce sahip görünmüyor.
Siyonistler sığınaklarda, yarının korkusuyla, demir kubbenin enkazı altında ezilirken,
İsrail, Trump yönetimini nükleer programını ortadan kaldırmak için İran ile savaşa katılmaya çağırdı.
Trump yönetimi şu anda böyle bir hamleyi düşünmediğini söyledi.
İsrail’e sınırsız destekle birlikte, doğum günü pastasını da kesen Trump’ın Amerikası’na rağmen Ortadoğu bölgesel bir savaşa sürüklenmek isteniyor.
Duamız o ki;
Cüssesi büyükler, vicdanı ölmüşler zayıf bedeller öderken zafer onurlu bir yaşam uğruna büyük bedeller ödeyen mazlumların ve inananların olsun.
