Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı az bulutlu
25°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

O kim ki? Bu kim ki? Sen kimsin ki?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yan tarafta, gencecik güzel bir kız telefonda arkadaşı sandığım biri ile konuşuyor.

"Bana mesafe koymuş, arkadaşlığımızı gözden getiriyormuş".

"Umurum değil, ben onun yerine başkasını çoktan koydum" dedi.

Ve.

O kim ki, dedi.

Bir zamanlar arkadaşlık ettiği, o her kimse hayatından çıkınca.

O kim ki.

Bu kendini bir şey sanmayın, kendi dışında diğer insanları hiçe saymanın esaslı bir kelimeseydi.

O kim ki.

Kendine sor bir bakalım,

Sen kimsin ki?

Uzun süredir gözlemlediğim, farkında olduğum insanlık hali var.

Herkes kendini bir şey sanıyor.

Ve diğer insanlara, rahat rahat o kim ki diyor.

Evet herkes bir şeydir yani sadece kendi kadar ve kendisi gibidir.

Kendini bir şey sanmak farklı bir şeydir.

Kadın, mütevazi aileden çıkmış, eminim ki anne şalvar, baba elleri yorgun işçi.

Ve asla, kendini bir şey sanan insanlar değil.

Hal böyle iken.

Ana baba emeği ile okumuş bir meslek sahibi olmuş, düzenli maaşlı çalışan biri.

Bu kadar yani.

Yönetime çıkıyor, üstten bakış ve sorular soruyor.

Hemen anlıyorum kendini bir şey sanıyor.

Kız anne baba emeği ile okuyor, mütevazi ailenin, biraz daha iyi para kazanan bir babanın kızı.

Arkadaşlarına hayatına girecek insanın tanımını anlatıyor.

Yükseklerde bir yerde arıyor, niye ki?

Hemen anlıyorum, kendini bir şey sanıyor.

Genç kadın marinada, yanında bir erkek salına salına, gerine gerine içeriye giriyor ve zor beğendiği bir masaya geçip oturuyor.

Bakıyorum çok kısa boylu, kafası da kendine göre büyük, kaşlar dudaklar belirgin yapılmış, pahalı çantası, pahalı terlik ve pahalı elbisesi ile sipariş veriyor.

Hemen anlıyorum kadın kendini bir şey sanıyor.

"Kendini şahane bir şey sandırabilirsin" diyen Sezen Aksu’yu haklı çıkardınız.

Lütfen ve Allah aşkına etrafınıza bir bakın, kendini bir şey sanan insanlardan geçilmiyor.

Ülken cayır cayır yanıyor, kadınlar her gün öldürülüyor, ekonomi tepe taklak olmuş, mekanlar yeme içmeler yere yapışmış.

Para kimsede yok.

Böyle bir ülkede, kendini bir şey sanmak neyin kafası acaba. 

Ülken bu kadar dert, elem ve keder içinde iken sen hala "ben güzelim" diye dolaşabiliyorsun.

Kendini olan bitenden bu kadar bağımsız, bu kadar sorumsuz hissetme duygusu garip değil mi.

O kim ki, bu kim ki diye ortada dolaşıyorsun.

Vah vah.

Biraz, paranız var besbelli ama.

Gidiş yolunuz belli değil, geriye dönüş yolunuzun da izi kalmamış.

Ormanda, dönüş için işaretlediğiniz ağaçlarınız yok besbelli.

Besbelli ki, kendi gerçeklerinizin kırılma noktalarını görmemezlikten geliyorsunuz.

Aynaya baktığınızda zaman.

Aaaaa “çok tanıdık bu surat” diyeceksiniz.

Baktığınız zaman, güzel olmadığınızı göreceksiniz.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *