Gömü buldular galiba
Transfer dönemlerinde kulüplerimizin ve özellikle üç büyüklerin hesapsız, kitapsız harcama yaptıkları bilinen ve kabullendiğimiz bir şeydi bu seneye kadar. Fakat bu sene her seneden daha farklı bir yoğunlukta başladı milyon avroların, dolarların havada uçuşmaya başlaması.
Ligimizin ekonomisi, takımlarımızın gelir-gider rakamları ve transfer limitleri ortadayken böylesi bir hovardalık ve bir futbolcuya 75 milyon avro bonservis bedeli vermeyi göze almak, başka bir futbolcuya yıllık 12 milyon avro garanti para önermek, 25 milyon avroluk zorunlu satın alma maddesine evet demek için topluca çıldırmış olmamız gerekiyor. Hangi parayla, hangi finansla, neye güvenerek bu rakamlara imza atılıyor anlamak mümkün değil.
Elbette taraftarlar bu gelişmelerden mutlular. Onlar işin bütçesine, aldısına-verdisine karışmaz. Onlar rakip takımları destekleyen arkadaşlarına karşı kendi bireysel şovlarını ve tatmin hislerini düşünürler öncelikle. Kulübün parası varmış, yokmuş, borçlanmış, batmış, çıkmış taraftarı pek ilgilendirmez. O üstüne düşen görevleri yerine getirdikten, kombinesi aldıktan, yeni çıkan formayı giyip takımıyla özdeşleştikten sonra gerisi teferruattır taraftar için.
Ama taraftar için küçük bir teferruat olan maddi gelirler, kulübün mâli durumu, borçlar, alacaklar gibi konular kulüp yöneticileri için bu seneye kadar ciddi ve önemli hususlardı fakat bu sene bütün kulüp yöneticileri kendilerini adeta uçuruma götüren bir transfer yarışına girmiş durumdalar. Bunu akılla, mantıkla izah etmek pek mümkün olmadığına göre bu kulüplerimizin hepsi “gömü” buldular galiba demekten başka bir şey diyemiyoruz maalesef.
Anadolu’da aniden zenginleşen ve sınırsız harcama yapmaya başlayan mahalle komşuları hakkında genelde “gömü buldular” denirdi bu sebepsiz ve ani zenginleşmeyi izah etmek için. Bizim takımlarımız da öyle oldu galiba böyle hesapsız, kitapsız ve hovardaca milyon avroları saçmak için başka akıllı bir izah bulamadık biz.
Kaç tane forma satacaksınız, kaç kombine koltuğundan kaç milyon avro kazanacaksınız da bunları finanse edeceksiniz diye soran yok nasılsa. Bonservisli futbolcu satışlarınızdan ne kadar kazandınız, alt yapıdan kimleri kadroya dahil ettiniz, Bankalar Birliği borçlarınız ne alemde. İddaa ve Spor Toto isim hakları gelirlerinize mi güveniyorsunuz, naklen yayın havuzundan gelecek liralara mı? Bunların hangisi bir Türk kulübüne bir futbolcu bonservisi için 75 milyon avro ödemeyi göze almaya yeterli olur bir düşünsenize.
En pahalı forma 4 bin, 4 bin beş yüz lira olsa ki yaklaşık 100 dolara tekabül eder 1 milyon adet forma satmanız lazım ki sadece ciro olarak 100 milyon dolar para girsin kasanıza. Geçen senelerde en iyi işletilen kulüp ürünleri mağazasının forma satış rakamları kaç binlerdeydi hiç merak ettiniz mi? Ya bu formanın üretim ve pazarlama maliyeti düşünce size kılçıksız kaç para kalır bir de onu düşünün isterseniz.
Bu ligin ekonomik gerçekliği bu rakamları finanse etmekten ne yazık ki çok uzak. Sadece Arap liglerinde ve belki İngiliz liginde telaffuz edilecek rakamları ne çabuk içselleştirdik ve telaffuz ediyoruz şaşılası biçimde. Allah aklımıza, fikrimize mukayyed olsun. Amin
PS: 15 Temmuz’un 9. yılında o gece şehadet şerbetini içen kahramanları rahmetle anıyoruz. Yaşasın ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan güzel Türkiyemiz.