İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Okuma uğraşı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Okuma eylemi, bilginin sadece zihne aktarımı olmanın ötesinde, bireyin içsel dünyasında derinlemesine bir keşif yolculuğudur. Tolstoy'un ifadesiyle; "Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aile kendi yöntemleriyle mutsuzdur." Aslında bu, okuma için de geçerlidir. Herkes farklı nedenlerle okur, ancak en kıymetli okuma deneyimlerinden biri, kişisel erdemleri besleyen ve bireyin kendini tanımasını sağlayan bir okumadır. İlmin ve irfanın birbirini tamamladığı, yani hem bilginin hem de hikmetin birleştiği okuma usulleri, okuru bu eşsiz keşiflere taşıyabilir. Kendini keşfeden okur, sadece metinde yazılanları pasif bir şekilde alan değil, aynı zamanda okuduğu her cümleyi kendi iç dünyasında sorgulayan, anlamlandıran ve dönüştüren kişidir. Bu tür bir okuma, bireyin kendi değerlerini, inançlarını, tutkularını ve sınırlamalarını daha net görmesini sağlar. Peki, kendini keşfeden bir okur hangi özelliklere sahiptir ve bu süreç ona neler kazandırır?

Derinlemesine Düşünme Yeteneği Sağlar: Kendini keşfeden okur, okudukları karşısında durup düşünebilen, satır aralarındaki anlamları yakalayabilen ve metni kendi hayatıyla bağdaştırabilen bir zihne sahiptir. Bu, eleştirel düşünme yeteneğini geliştirmenin ötesinde, kişisel bir içderinliğe ve tefekküre ulaşmayı sağlar.

Kişi Kendini Fark (İdrak) Eder: Okuduğu bir karakterin mücadelesi veya felsefi metinlerin sunduğu bakış açılarını, okurun kendi deneyimlerini, duygularını ve tepkilerini anlamasına yardımcı olabilir. Bu sayede, "Ben kimim?", "Neden böyle hissediyorum?", "Ne istiyorum?", “Kimi arıyorum”, “Kimi bulmam gerekiyor”, “Kendini bilmek nedir” gibi temel sorulara daha somut karşılıklar bulmaya yardımcı olur. İlim hikmete kapı açar.

Empati (Aynı Duyguda Birleşme) Yapmamıza Vesile Olur: Farklı bakış açılar, farklı türlerden okumak, okurun kendi önyargılarını sorgulamasını ve başkalarının deneyimlerine karşı daha duyarlı olmasını sağlar. Kendimiz için istediğimizi karşımızdaki için de isteme ya da reddetme imkânına ulaştırır. Bu da sadece toplumsal ilişkilerde değil, bireyin kendi içindeki farklı yönleri anlama konusunda da derin bir duygudaşlık becerisi kazandırır.

Değerlerin Sistemleşmesine Yollar Aralanır: Tefekkür ağırlıklı konular, dini, felsefi, edebi veya tarihi metinler, okura farklı değer sistemleriyle tanışma fırsatları sunar. Bu karşılaşmalar, bireyin kendi ahlaki ve etik değerlerini oluşturmasında veya mevcut değerlerini pekiştirmesinde önemli rol oynar. Böylece, erdemli bir duruş geliştirme yolunda sağlam adımlar atılır. Kendini tanıma oluşumu (Potansiyelini fark etme): Kendini tanıyan birey, potansiyelini daha iyi bilir ve bu potansiyeli nasıl kullanacağına dair daha net bir bilgiye, anlayışa sahip olur. Bu içsel keşif, kişinin kendi üreticiliğini farklı alanlarda ortaya koymasının da önünü açar. Kendi yolunu karalamak, yani kendi hayat senaryosunu yazmak, bu üretkenliğin (doğurganlığın) en somut göstergesidir. Kendini tanıma, sadece zevklerinizi veya zayıf yönlerinizi bilmekten çok daha fazlasıdır. Bu, kendi değerlerinizi, tutkularınızı, yeteneklerinizi ve hatta korkularınızı derinlemesine anlamak demektir. Bundan da ötesi kendi yaratılışını idrak ederek dünyada varlık nedenini fark etmek ve varlığın gerçek sahibine ulaşmaktır.

Kendinizi tanıdığınızda:

Potansiyelinizi Görürsünüz: Ne gibi yeteneklere sahip olduğunuzu, hangi alanlarda başarılı olabileceğinizi ve kul olma bilincini daha net görürsünüz. Örneğin, liderlik vasıflarınızın güçlü olduğunu fark edebilir ve bu yönünüzü geliştirmek için adımlar atabilirsiniz. Böylece dosdoğru olmanın yolu daha da belirginlik kazanır.

Net Bir Vizyon Oluşturursunuz: Hayatta ne istediğinize, nereye gitmek istediğinize dair daha belirgin bir resim çizersiniz. Bu, kariyer seçimlerinizden kişisel ilişkilerinize kadar hayatınızın her alanına yön verir. Hedefsiz olmaktan kurtulursunuz. Çünkü hedefi olmayanın hedefi yoktur.

Yaratıcılığınızı Ortaya Koyarsınız: Kendinizi tanıdıkça, metafizik kaynaklarınızı ve ifade biçimlerinizi keşfedersiniz. Belki yazma konusunda gizli bir yeteneğiniz olduğunu ya da problem çözmede farklı bir yaklaşımınız olduğunu fark edersiniz. Neyi nasıl yapacağınızın sırrını kavrarsınız.

Kendi Hayat Senaryonuzu Yazarsınız: Bu ifade, hayatta pasif bir izleyici olmak yerine, kendi kaderinizi ve hikâyenizi aktif olarak şekillendirmek anlamına gelir. Size ait olan aklı sizi kullanırsınız. Başkalarının oyuncağı olmaktan kurtulursunuz. Bu, ne istediğinizi bilmek, hedefler belirlemek ve bu hedeflere ulaşmak için kendi stratejilerinizi oluşturmak demektir. Tıpkı bir senaristin bir filmdeki karakterin yolculuğunu yazması gibi, siz de kendi yaşamınızın ana karakteri olarak kendi yolculuğunuzu yazarsınız. Nasıl isterseniz öyle oynar, nasıl yaşarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz öyle uyanırsınız. Burada bahsedilen "ilim" ve "irfan" ayrımı çok kritik bir ayrımdır. İlim genel ifadeyle, ansiklopedik veya akademik bilgiye sahip olmaktır. İrfan ise bu bilgiyi sindirmek, zahirin ötesine metafizik bir boyuta ve hayata dair derin bir anlayışa dönüştürmek, geçici olanda fazla oyalanmamanın sırrını yürümektir. Okuma, bu iki boyutu bir araya getiren güçlü bir araçtır.

Sorgulayıcı Okumalar Yapmak: Zihninizi sürekli aktif tutmaktır. Okurken, "Yazarın asıl amacı ne? Neyi savunuyor, neyi eleştiriyor?" "Bu fikirler benim dünya görüşümle veya deneyimlerimle nasıl örtüşüyor/çelişiyor?" Bu, okuduklarınızı kendi kişisel çerçevelerinizle ilişkilendirmenizi sağlar ve bilginin size özel bir anlam kazanmasına yol açar. "Bu konuda başka hangi görüşler olabilir? Yazarın atladığı veya eksik bıraktığı bir şey var mı?" Bu, eleştirel düşünme becerilerinizi geliştirir ve tek bir bakış açısıyla yetinmemenizi sağlar. Örnek: Tarihi bir olayı okurken, sadece olayların akışını öğrenmekle kalmayıp, "Bu olayın bugünkü etkileri neler?", "Farklı kaynaklar bu olayı nasıl anlatıyor?" gibi sorular sormak, konuyu çok daha derinlemesine kavramanıza yardımcı olur.

Bir eseri anlamanın en etkili yollarından biri, onu kendi bağlamı içinde değerlendirmektir. Bu, yazarın düşünce yapısını, döneminin kültürel ve sosyal dinamiklerini anlamanızı sağlar. Kitabın yazıldığı dönemin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel atmosferini bilmek, yazarın neden belirli konulara odaklandığını veya belirli bir üslup kullandığını anlamanıza yardımcı olur. Yazarın kişisel deneyimleri, inançları ve değerleri, yazdıklarına nasıl yansıdığını anlamak için önemlidir. Örneğin, otobiyografik ögeler içeren bir romanı okurken yazarın hayatını bilmek, esere farklı bir boyut kazandırır. Örneğin Kemal Tahir’le Tarık Buğra’yı, Erdem Bayazıt’la Nazım Hikmet’i birlikte okumak çok şey kazandırır. Eserin ait olduğu kültürün değerleri, gelenekleri ve dünya görüşü, metnin derin anlamlarını çözmek için anahtardır. Örneğin: Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza" romanını okurken, 19. yüzyıl Rusya'sının sosyo-ekonomik durumunu, dönemin felsefi akımlarını ve yazarın kendi iç dertlerini, acılarını ve yoksulluklarını bilmek, Raskolnikov'un karakterini ve işlediği cinayetin altında yatan nedenleri çok daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...