Hedef: Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik
Evvela, altını çizerek şunu söylemek istiyorum; Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Çalışma usul ve esasları komisyona katılan partililerce oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Bu hedef doğrultusunda kurulan komisyon, esasında sadece terör sorunlarına çözüm aramayacak, akıllardaki tüm soruları da ivedi bir şekilde cevaplayacaktır.
Komisyon, yüksek hedefin tahliline binaen; PKK’nın Süleymaniye’de temsili bir törenle silah bırakmasına yönelik sayının 30’dan ibaret olup olmayacağını ortaya koyacaktır.
Hedefe yönelik soru işaretlerini ortadan kaldırmak suretiyle; “PKK silah bıraktı ama SDG/YPG Suriye’de silahlı mücadeleye devam ediyor” endişesinin arka bahçesi deşilecek ve sorun çözüme kavuşacaktır.
Hedef: Asırlık Birlik, Sonsuz Kardeşlik olunca; hâlâ milli ve yerli olup olmadığı tartışılan ve birçok kesim tarafından kabul görmeyen DEM Parti’nin aidiyeti ve bu komisyona aslına uygun şekilde katkı sağlayıp sağlamayacağı da belli olacaktır.
Hedef, kardeşlik ve birlik çerçevesinde çizildiği için; Öcalan’ın, Terörsüz Türkiye sürecinde İmralı’dan verdiği mesajın Türkiye’de nasıl ve ne kadar uygulanacağı ciddi şekilde sürece yansıyacaktır.
Bu ‘Asırlık ve Sonsuz temelli’ hedefin suistimal edilebileceği düşüncesiyle; DEM Parti kritik aktör olarak taşıdığı sorumluluğu yâdında tutmalıdır.
DEM Partililer bu komisyon aracılığıyla Türkiye’nin dil, eğitim ve yerel yönetim gibi alanlarda değişmez bütünlüğüne sızmaya mı çalışacak?
Yoksa; en başta not düştüğüm gibi komisyonun oy birliğiyle kabul edilmiş çalışma usul ve esaslarına bağlı mı kalacak?
Belki de; bu komisyon vesilesiyle ortaya konacak argümanlar yerli ve milli siyaseti yeniden inşa edecektir.
Demokrasi söylemi ve istemi altında bir zorbalık ortaya konursa eminim ki; o illegal fikir zerre kadar destek görmeyecektir.
Bu süreçte;
Hukuki, toplumsal, siyasi ve uluslararası çapta ortaya konacak fikirler komisyon sayesinde toplumu kısa sürede dizayn edecek bir anlam ve öneme sahiptir.
Her konuda akıl yürüten kimi akademisyen ve gazetecilerin ekranlarda komisyonda ne konuşulacağına dair en ufak fikirlerinin olmayışı ise akla zarar...
Kürt halkının yıllardır sorunmuş gibi gösterilmesi Türkiye için nasıl bir felaketse; bu komisyonun ne amaca hizmet edeceğini kavrayamamak da felaketin başka bir boyutudur.
Evet, PKK silah bırakma kararı aldı. Temsili bir törenle bu silah bırakma işlemi tüm dünyaya ilan edildi. Bu doğrultuda PKK’nın kurucu ismi Abdullah Öcalan’ın açıklamaları da lehte güzel gelişmelere gebe...
Bu sürecin sancılı bir süreç olacağı hepimizin malumu...
İşte bu sancılı süreci en az hasarla atlatmak ve düzlüğe çıkabilmek adına demokratik bir toplumun gereği olarak milletin vekilleri de komisyonda...
Süreç, hiç şüphesiz şeffaflıkla ilerleyecektir. Bilinmesi gerekenler makul düzeyde elbette paylaşılacaktır. Komisyonun basına kapalı yapılması ve her mevzunun basınla paylaşılmaması elzemdir ve sorun haline getirilmemelidir.
Çünkü bu komisyon uzatmalarda zaman kaybedecek yahut kaosa hizmet edecek bir yapıda değil, huzura ve kısa vadede çözüme odaklı bir alt yapı üzerine inşa edilmiştir.
Bugün ne iktidar ne MHP ne CHP ne de komisyondaki diğer partilerin birbirinden üstünlüğü yoktur. Süreci başlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli ile birlikte artık süreç tüm siyasilerin emanetidir.
Dolayısıyla gard alarak, savunmaya geçerek, tehdit diliyle ve şüpheyle o komisyonda bulunanlar yalnızca boşa kürek çekecektir.
Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik hedefine sadık kalınarak;
Sürece yönelik gereksiz gardlar indirilmeli ve asli unsurlardan taviz verileceği düşünülmemeli ki; gerçeklik tüm çıplaklığıyla ortaya konabilsin.
Çünkü “Asırlık Birlik Sonsuz Kardeşlik” slogandan ibaret bir söylem değil; büyük bir hedefin cesur tanımıdır.
Akla karanın meydana çıkacağı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kayda değer bir başarıyla yürütülerek tarih yazılmalıdır.
Aksi takdirde Terörsüz Türkiye hedefi tarih olacaktır. Unutmayın; tarih yazmamızı değil tarih olmamızı dört gözle bekleyenler de var!
