Değişen Trump Politikaları, Olası Senaryolar ve Türkiye için Fırsatlar
5 Kasım 2024 tarihinde ABD seçimlerine girilirken, başkanlık adayları arasında farklı vaatler ön plana çıkıyordu. Bazı adaylar kendi siyasi görüşlerine uygun vaatler sunarken, bazı adaylar hane halkı refahına odaklanan projeleri açıklıyordu. Ancak seçmenlere verilen bazı sözler, başarı ölçümü ve süreç denetimi tam anlaşılır olmayacak seviyedeydi. Sonrasında ABD Başkanı seçilecek Trump’ın vaatleri ise gayet açıktı. “Savaşları bitireceğim, devletin yaptığı gereksiz harcamaları engelleyeceğim ve bütçe açığını kapatacağım.” Bu açıklanan hedefler, iş dünyası tarafından da benimsenmiş olacak ki Elon Musk gibi dünyanın en zengin iş adamlarından birini bile seçim kampanyalarına aktif olarak katılmaya itti. Elon Musk seçim çalışmalarında fiziksel olarak yer almasının yanı sıra en büyük katkısı sosyal medyada istediği ölçüde ve konumda yer bulamayan Trump’a, sahibi olduğu X(Twitter) aracılığı milyonlarca seçmene ulaşma şansı verdi.
Seçimler bitti. Trump Başkan oldu. Verdiği sözlere tek tek baktığımızda ise tam tersi bir süreç görüyoruz. Savaşlar bitmedi. Aksine İsrail’in, Filistinlilere soykırımı devam ederken, İran’a saldırmasına izin verildi. Yetmedi ABD sonuçlarını düşünmeden, İran’daki nükleer santrallere füze fırlattı. Devletin yaptığı gereksiz harcamaları bitirme sözü ise tam anlamıyla tersine işledi. Kendi siyasi görüşüne uygun olarak devletin bazı harcamalarını kıstı. Elon Musk’ın başında olduğu DOGE adlı verimlilik bakanlığını oluşturarak, harcama kısıtı konusunda adımlar attı. Ama şu an çıkardığı One Big Beautiful Bill (Büyük Güzel Yasa Tasarısı) ile bu vaadi konusunda da 180 derece dönüş yapmış oldu. Bu yasa ile özellikle askeri harcamalar konusunda ve İsrail’e yapılan askeri yardımlar ile tekrar harcamalar arttırılmış oldu. Bu yasa ile üçüncü vaadi olan bütçe açığını kapatma konusunda da ters yönde ilerlemiş oldu Trump. Uzmanlara göre, One Big Beautiful Bill’in 2025-2034 arasında, ek olarak 3,4 trilyon USD bütçe açığı yaratması bekleniyor.
Seçim vaatlerinin tam aksi yönünde ilerleyen bu hareketler Trump ile en yakın destekçisi Elon Musk’ın da arasını açmaya yetti. Elon Musk bu yasa ile ABD’nin finansal olarak batacağını öngörüyor. Artan bütçe açığı konusunda Trump’ın ekibinin ise farklı çözümleri var. Birincisi sahip olduğu tüketici toplumun büyüklüğüne güvenerek, ülkelere gümrük tarifeleri şantajı ile gümrük vergisi gelirlerini arttırmak… Bu tehditkâr ortamda yapılan görüşmeler sonrası bazı ülkeler ABD ile gümrük birliği anlaşması yapsa da karşılaşılan bu kural tanımamazlık, diğer ülkelerin ABD’ye ve USD varlıklara güvenini etkiledi. Farklı ülke merkez bankalarının rezervlerinde bulunan USD cinsi varlıkları sattığını ve USD faizlerinin yükseldiği görüldü. Trump’ın ekibi bu ikincil etkiyi yönetmek için yeni bir yol bulduklarına inanıyor. Kripto dünyasına ve stabil koinlerin altyapısına ülke olarak yatırım yaparak, yaygınlaşmasını sağlamak… Bu sayede her bir stabilcoin’in ABD tahvilini rezerv olarak tutması bu sayede artan harcamalar ve USD’ye azalan güvenden ötürü, artan faizlerin tekrar düşmesini bekliyorlar. Yani varlıkları trilyonlarca USD olabilen merkez bankalarını tahvil tercihleri değişirse, dünya vatandaşlarının kripto yatırımları ile ikame etmeyi planlıyorlar. Artarak devam eden bütçe açığını faizleri yükseltmeden çözmek için Trump’ın ekibinin önerdiği reçete bu. Bu plan akıllara birkaç potansiyel sıkıntıyı getiriyor. İlk olarak Bitcoin’de Microstrategy gibi borçlanarak milyarlarca USD’lik BTC alımları yapan şirketlerin sayısı farklı kripto paralarda artıyor. Bunun en yakın zamandaki örneği Etherium’da Bitmine adlı şirketin yaptığı milyarlarca USD’lik ETH Yatırımları… Bu planda ilerde yaşanabilecek farklı sıkıntılar olabilir. Kaldıraçlandırılarak ve teminatlandırılarak alınan borçlarla alınan bu kripto yatırımları, fiyatları tepeden %30 ve üzeri düşüş yaşarsa, panik satışları ile piyasada tarihi kayıplar yaşanabilir mi? Bu senaryonun yaşanmadığı ve kripto fiyatları yükselmeye devam ettiği senaryoda, yatırımcıların artan servet etkisi ile artacak harcama potansiyeli bize hedeflenenden ve hatta cari durumdaki enflasyondan daha yüksek seviyeler olarak geri dönebilir mi?
Her iki durumda da Trump’ın ekibinin stratejilerinin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri var. Her şeyin en iyisini umarak, sürdürülebilir olmayan çözümlerin orta ve uzun vadede refah getirmediğini 2008 krizi sonrası Avrupa Birliği’nde gördük. Yunanistan’ı birlikten nasıl ihraç edileceği bulunamamştı. Çünkü kimsenin böyle bir isteği olabileceği düşünülmemiş ve bunun altyapısı yasalarla hazırlanmamıştı. En sonunda Yunanistan’ın borçlarını finansal kurumlar ve tüm Avrupa Birliği’ne dolaylı yoldan ödetmişlerdi.
Trump’ın planlarının ters yönde ilerlemesi halinde Türkiye’nin süreç için aktif politikalar yürütmesi gerekiyor. Çünkü süreç sürdürülemez bir noktaya gidene kadar bu politikaların devam ettiğini göreceğiz. ABD yönetiminin bize %10 olarak uygulayacağını söylediği gümrük vergisi %15’e yükseltildi. İlerde bunun artmayacağının garantisi de yok. Bunun yanında Trump eskiden ticaret açığına bağladığı gümrük vergi oranını artık siyasi saiklere de bağlamaya başladı. Brezilya’da eski cumhurbaşkanı hakkında verilen yargı kararına istinaden ya da Kanada’nın Filistin Devleti’ni tanıma isteğine göre yeni gümrük vergilerinin tehdidini yapmaktan geri durmuyor Trump.
Türkiye olarak sakin yürütülen diplomasi süreci devam ettirilmeli. ABD ile ticaretimiz farklı ülkelere yapılan kadar büyük olmasa da yeni gümrük vergilerine göre en düşük baremde yer almamızın avantajını kullanmamız gerekiyor. Farklı ülkelerin ABD’ye ihraçlarında yer alan ürünlerin ülkemizde üretimi konusunda farklı ticari iş birlikleri yapılabilir. Yüksek teknolojiye sahip ürünler için gerekli yüksek sermaye, uzun vadede dost ve müttefik ülkeler olarak belirlediğimiz ülkeler ile anlaşılabilir ve üretim projeleri devreye alınabilir. Ve son olarak ABD’nin USD’yi silah olarak kullanmasından ötürü, TL’de yaratılan düşük volatilite odaklı politikalar devam ettirilip, TL’nin dünya ticaretinde ve özellikle dost ve müttefik ülkelerle yapılan ticarette daha çok kullanılması için altyapı ve iş birliklerinin yapılması gerekmektedir.