İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun haksız uyguladığı hacizler ve mağduriyetler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında, prim ve diğer alacaklarını tahsil etme yetkisine sahiptir. Bu yetki, kamu gelirlerinin güvence altına alınması amacıyla haciz gibi güçlü araçları da içermektedir.

Ancak uygulamada, yanlış tahakkuklar, yargı kararlarına rağmen devam eden takipler ve ölçüsüz haciz işlemleri, vatandaşların hukuk devleti ilkesinden doğan haklarını ihlal etmektedir.

SGK, anonim şirketin işveren primlerinden doğan ödenmemiş SGK alacakları için yöneticilere icra ödeme emri gönderebilmektedir. Ancak bu uygulama sıklıkla temsil yetkisine sahip olmayan üyelere dahi emrin iletilmesiyle eleştirilere konu olmaktadır. Mevzuat, temsil yetkisi olmayan üyelerin bu borçlardan sorumlu tutulmasını mutlaka gerektirmez.

Bugünkü yazımda Sosyal Güvenlik Kurumunun son dönemde sıklıkla uygulamış olduğu haksız haciz uygulamaları ve oluşan mağduriyetlere bir göz atalım…

HACİZ YETKİSİNİN DAYANAĞI

5510 sayılı Kanun, m. 88 ve devamı: SGK alacaklarının tahsili için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine atıf yapılmıştır.

6183 sayılı Kanun, m. 62: Kamu alacakları için borçlunun menkul ve gayrimenkullerine, alacaklarına, hak ve alacaklarına haciz konulabileceğini düzenler.

Bu hükümler, SGK’ya geniş bir takibat yetkisi tanımakla birlikte, uygulamanın hukuk devleti ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde yürütülmesi gerekir.

YARGITAY KARARLARI VE TEMSİL YETKİSİ

Yargıtay içtihatlarına göre, anonim şirketin SGK borçlarından sadece, SGK ile ilgili işlemleri yapmaya yetkili ya da muhasebe ve finansman gibi alanlarda temsil yetkisi bulunan üyeler sorumludur. Temsil yetkisi olmayan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu söz konusu değildir.

YARGI KARARLARI VE İÇTİHATLAR

Yargıtay İçtihatları: Yargıtay kararlarında, sorumluluğun yalnızca şirketi temsil ve ilzam yetkisine sahip olan üyeler için doğacağı yönünde içtihatlar bulunmaktadır. Temsil yetkisi olmayan üyelerin sorumluluğu, adalet ve hakkaniyet ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

Danıştay Kararları: Danıştay, zaman zaman SGK’nın temsil yetkisi olmayan üyelere de ödeme emri göndermesini hukuka aykırı bulmuştur.

Anayasa Mahkemesi: AYM, bireysel başvurularda ölçüsüz haciz uygulamalarını “mülkiyet hakkının ihlali” olarak değerlendirmiştir (AYM, B. No: 2018/…).

HAKSIZ HACİZ UYGULAMALARININ BOYUTLARI

Yanlış Tahakkuk ve Mükerrer Borçlar

SGK’nın otomasyon ve kayıt sistemlerindeki eksiklikler nedeniyle, vatandaşların ödenmiş primleri yeniden borç gibi görünmekte, hatalı faiz tahakkukları yapılabilmektedir.

Yargı Kararlarına Rağmen Devam Eden Hacizler

Danıştay ve idare mahkemelerinin iptal kararlarına rağmen, SGK’nın haciz işlemlerini kaldırmaması ciddi bir hukuk ihlali oluşturmaktadır.

Anayasa m. 138/4: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır.”

Bu ihlaller, idarenin hukuk devleti ilkesine aykırı davranışı anlamına gelir.

Orantısız Hacizler

Küçük borçlar için tüm banka hesaplarının bloke edilmesi veya tüm malvarlığının haczedilmesi, ölçülülük ilkesine aykırıdır.

Anayasa m. 13: Temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır.

MAĞDURİYETLERİN SOSYO-EKONOMİK ETKİLERİ

Bireyler Açısından

Maaşlara uygulanan hacizler, özellikle emeklilerin yaşamını güçleştirmekte; mülkiyet hakkı ihlal edilmektedir.

Anayasa m. 35: Mülkiyet hakkı güvence altındadır.

İşletmeler Açısından

Banka hesaplarının topluca haczi, işletmelerin nakit akışını kesmekte, iflasa sürükleyebilmektedir.

Bu durum, çalışanların iş güvencesini, devletin vergi gelirlerini ve genel ekonomik düzeni tehdit etmektedir.

YARGI KARARLARI VE ÖRNEK İÇTİHATLAR

Danıştay 10. Daire, E.2017/xxxx, K.2019/xxxx: Mahkeme tarafından iptal edilen borç için devam eden haczin hukuka aykırı olduğu, mülkiyet hakkını ihlal ettiği hükme bağlanmıştır.

AYM, Bireysel Başvuru Kararı (2018): Ölçüsüz haciz uygulamasının “orantısız müdahale” teşkil ettiği, Anayasa m. 35 kapsamında mülkiyet hakkını ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.

DEĞERLENDİRME VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Temsil Yetkisi Esası: Yönetim kurulu üyelerinin SGK alacaklarından sorumluluğu yalnızca temsil yetkisine sahip olanlarla sınırlandırılmalıdır.

Mevzuatın Açıklığa Kavuşturulması: 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddesi, temsil yetkisi vurgusuyla yeniden düzenlenmelidir.

Orantılılık İlkesine Bağlılık: Haciz işlemleri, yalnızca borca yetecek ölçüde uygulanmalı; aksi takdirde Anayasa m. 35’teki mülkiyet hakkı ihlal edilmiş olur.

Yargı Denetimi: SGK’nın tüm işlemleri hızlı ve etkili bir yargı denetimine tabi tutulmalı, mahkeme kararlarına rağmen devam eden işlemler yaptırımla karşılanmalıdır.

Hızlı İtiraz Mekanizması: Vatandaşların yanlış tahakkuklara hızlıca itiraz edebileceği bağımsız bir kurul oluşturulmalı.

Denetim ve Şeffaflık: SGK’nın haciz işlemleri düzenli olarak Sayıştay ve bağımsız denetçilerce incelenmeli.

Orantılılık Kuralı: Küçük borçlarda tüm malvarlığına değil, yalnızca borca yetecek miktara haciz uygulanmalı.

Yargı Kararlarına Uyum: Yargı iptal kararlarına rağmen işlem yapan memurlara idari ve cezai yaptırım uygulanmalı.

Vatandaşın Bilgilendirilmesi: Borç bildirimi ve haciz öncesi süreç, açık ve anlaşılır bilgilendirme ile yürütülmeli.

SONUÇ

SGK’nın amacı, vatandaşların sosyal güvenliğini sağlamak ve kamu gelirlerini korumaktır. Ancak haksız ve ölçüsüz haciz uygulamaları, bu amacın tam tersine, vatandaşın devlete güvenini zedeleyen sonuçlar doğurmaktadır. Anayasa’nın 2. maddesinde tanımlanan “hukuk devleti” ilkesi gereği, SGK’nın haciz yetkisini ölçülülük, hakkaniyet ve yargı kararlarına saygı ilkeleri çerçevesinde kullanması zorunludur.

SGK’nın prim alacaklarını güvence altına alma amacı meşru olmakla birlikte, anonim şirket yönetim kurulu üyelerine yönelik haksız ve ölçüsüz sorumluluk uygulamaları hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır.

Temsil yetkisi olmayan üyelerin sorumluluk kapsamına alınması, hem Anayasa’nın hukuki güvenlik, ölçülülük ve mülkiyet hakkı ilkelerine aykırı sonuçlar doğurmakta hem de şirket yönetiminde görev alma iradesini zayıflatmaktadır.

Bu nedenle, mevzuatın ve SGK uygulamalarının acilen gözden geçirilmesi ve yargı içtihatlarıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini bir kez daha buradan hatırlatalım…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...