Edward Burtynsky'nin fotoğrafları uyarı niteliğinde
Çağdaş fotoğrafın öncülerinden Edward Burtynsky'nin "Dönüşen Yeryüzü" sergisi, insanların kaynak yaratma, para ve rahatı için doğadan neler aldığını sorgulatıyor.
Borusan Contemporary yeni sanat sezonunu, çok önemli bir sanatçının çok önemli bir sergisiyle açıyor. Perili Köşk'te 20 Eylül- 16 Ağustos 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak olan Edward Burtynsky'nin Türkiye'deki ilk büyük kişisel sergisi "Dönüşen Yeryüzü", "Doğa insanlara daha ne kadar dayanabilir ki?" sorusunu akıllara getiriyor.
DOĞA İNSANA MI AİT?
Sanatçı her karesiyle insanların doğaya bıraktığı tahribatın boyutlarını gözler önüne seriyor ve tehlikenin giderek büyüdüğü gerçeğini düşündürüyor. İnsanların endüstriyel çalışmalarından sonra taş yığınına dönüşen doğa bizi daha ne kadar bünyesinde barındırabilir, besleyebilir? Saygısızca kestiğimiz ağaçlar, acımadan yakılan ormanlar, kimyasal atıklar... Maden çıkarmak için fünyeyle patlatılan yeryüzü bize erozyonla, kaybolan su kaynaklarıyla, çölleşen tarım arazileriyle yanıt veriyor.
DOĞAYA SAYGIMIZ YOK!
Köpeklerin şehirlerden toplatılmasıyla domuzların, çakalların kent merkezlerine inmesi; kedilerin toplatılmasıysa sokakların fare dolması, ormanların yok olmasıyla yaban hayvanlarının açlıktan yerleşim alanlarına yönelmesi ve açlıktan ölmesi insanlığın doğaya ne kadar saygısızca davrandığını gösteriyor. Sadece bunlarla sınırlı da değil... Kişisel bakımlarımız için de birçok kaynağı sorumsuzca harcıyoruz. Kullandığımız kimyasallar doğayı geri dönülemez şekillere dönüştürüyor. Hele ki boşa akıttığımız suları ileride ne kadar çok arayacağız.
Burtynsky’nin çalışmalarındaki doğa-insan çatışmasını birebir yansıtıyor. Doğa, içine kapanmıyor; bizden geri almaya başlıyor.
Bu sergi, izleyiciye sadece bir sanat deneyimi değil, etik bir yüzleşme yaşatıyor. Çünkü doğa, estetik bir konu değil; yaşamsal bir varlık. Ve bizler, belki de onu güzelleştirmeye çalışırken bile yok edebiliyoruz. Yeşil alanlarda insanlar otursun diye toprağa beton dökmek gibi...
Edward Burtynsky'nin, Marcus Schubert’in küratörlüğünü üstlendiği sergi "Erozyon", “Su ve Tuz”, “Petrol”, “Doğa”, “Berezniki Madeni”, “Afrika Çalışmaları”, “Taş Ocakları” gibi farklı başlıklarda insanlığın yeryüzünde bıraktığı tahribatı; bazen bir taş ocağının derin yarığında, bazen susuzluktan çatlamış bir toprak parçasında ya da bir nehrin çamurla dolmuş yatağında yakalıyor.
Fotoğraf sanatıyla erozyonun anlatılması, izleyiciye sadece bilgi vermiyor; duygu da katıyor. Sanatçının kullandığı kompozisyonlar, izleyiciyi yalnızca tanık değil, sorumlu da kılıyor. Her kare, doğanın yalnızca kendini değil, bizi de dönüştürdüğünü gösteriyor.