Korktular
FIFA Başkanı Infantino, Gazze’de devam eden soykırıma bir tepki olarak İsrail’in uluslararası futbol organizasyonlarından men edilmesine yönelik talepleri “FIFA jeopolitik sorunları çözemez” diyerek baştan savma bir gerekçeyle kabul etmedi. Ne var ki aynı FIFA; Rusya-Ukrayna savaşı başlar başlamaz tek diye hemen Rus takımlarına ambargoyu koyuvermişti. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler adama. Yuh yani.
BM, AB, NATO başta olmak üzere bütün karar mekanizmalarının bugün itibarıyla ikinci senesine giren bu katliama ses çıkarmamasının arkasında hangi gerekçe varsa Infantino’nun bu “kıvırtmasının” arkasında da aynı sebep var. Korkuyorlar, İsrail’den ve Yahudi lobilerinden. Korkularının ardında yatan sebep ise o görevlere gelirken/getirilirken verdikleri tavizler ve girdikleri gayrı meşru ilişkiler. Bir de hepsinin bir takım defolarının ve zaaflarının (para-kadın-sex, kumar, yolsuzluk vb.) Jeffrey Epstein tarafından belgelenip Mossad’a servis edilmesi var ki zurnanın zırt dediği yer burası. Hepsi yuları kaptırmış bir şekilde.
Daha geçen hafta, İsrail’e soykırım davası açan Güney Afrika’nın Paris Büyükelçisi Nathi Mtehetwa şaibeli bir biçimde Paris’te camdan atılarak aslında Zürih’te bulunan FIFA genel merkezine açık bir uyarı yapılmıştı. Eski bir spor bakanı olan büyükelçinin muhtemelen şantaj yapacak bir defosunu bulamayınca susturmak ve bir yerlere gözdağı vermek için kurban seçilmesi alışılmadık bir durum değil soykırımcılar tarafından.
Infantino ve FIFA İcra Kurulu’ndaki monşerler Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi tarafından yapılan çağrıyı “FIFA jeopolitik sorunları çözemez” klişesinin arkasına sığınıp ret ettikleri için İsrail’in 11 Ekim’deki Norveç ve 14 Ekim’deki İtalya maçları oynanacak demektir. Şimdi bu kararla soykırımcıların elleri daha güçlendi. İki senedir yapılan soykırım FIFA tarafından da görmezden gelinecek demek ki.
UEFA ve FIFA’nın ne kadar dejenere kurumlar olduğunu yıllardır gözlemliyoruz. Platini’nin yolsuzlık suçundan tutuklanması, Katar’a ve Suudi Arabistan’a Dünya Kupası organizasyonu verilmesi, sponsorlardan alınan avantaların ifşa olması gibi kriminal yüzlerce dosya var haklarında.
Bu zamana kadar haklının değil güçlünün yanında durmayı alışkanlık edinen uluslararası kurum ve kuruluşlar artık haklının değil suçlunun yanında saf tutarak tam da kendilerinden beklenen karakter zafiyetini hepimizin gözüne bir kez daha sokmuş oldular.
Bu taraflı karardan güç alarak muhtemelen UEFA ve FIBA da kulüpler düzeyindeki futbol ve basketbol organizasyonlarında İsrail takımlarına yeşil ışık yakmaya devam edecek ve bir kez daha korku imparatorluğu iyilerle yaptığı savaştan galip çıkacaktır. Üzgünüz ama dünya zaten hiç adil değil ki.
FIFA İcra Kurulu üyeleri yılda 100 bin Dolar hakkı huzur ücreti alıyorlar. Seyahatlerinde günlük harcırahları da 800-1000 dolar civarında. Yani çoğu orta halli ve gariban sayılabilecek ülkelerden gelen delegasyonun üyeleri için bu paralar önemli. Bunu kaybetmek istememek bir tarafa bir de “camdan itilme” riski varken haktan, hakikatten, doğruluktan ayrılmamak onlar için kolay olmamalı.
İki sene önce gene bir 7 Ekim’de başlayan bu kirli soykırımın artık sona ermesi ve Filistinli kardeşlerimizin huzura kavuşmaları için hem dua edeceğiz hem de her platformda bu suçları dile getirmeyi sürdüreceğiz ta ki zafer muhakkak/mukadder olana kadar.
Haydi kalın sağlıcakla.