İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Cumhuriyet ve spor

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Bugün öğleden sonra ve yarın yurtta, dış temsilciliklerde ve Yavru Vatan Kıbrıs’ta Cumhuriyetimizin 102. sene-i devriyesini idrak edeceğiz hep birlikte. Çok yaşasın Türkiyemiz.

Geride kalan 102 yılda spor adına elbette çok şey yapıldı. Kurucu Babalar tarafından hedef olarak gösterilen “Muasır Medeniyet” ilkesine uygun olarak dünya üzerinde spor alan, salon ve statlarında Türk, Türkiye adını duyurmak, şanlı bayramımızı dalgalandırmak için hemen hemen her branşta gerek federe, gerek gayrı federe binlerce Türk evladı sporcu olarak yetiştirildi bu topraklarda.

Geldiğimiz nokta memleketimizin şanına yakışır mı derseniz orada biraz soluklanalım. Böylesine büyük bir tarihe ve şanlı geçmişe sahip, dünyada eşi benzeri bulunmayan tabiat güzellikleriyle bezenmiş bir ülkedeki potansiyel dünyada başka hiçbir yerde yokken, bizim sporcularımız ve takımlarımız her branşta ilk üç ülke arasında olması gerekirken ne yazık ki bunun çok çok gerisindeyiz.

Kıytırık (curling, rugby, badminton vb.) branşları saymazsak bütün spor dallarına uygun nitelikte genç insan deposu olan bu güzel memlekette sporcu üretimi ve sürdürülebilir bir yarışmacı gelenek ne yazık ki oluşturulamadı bugüne kadar, gerek bireysel, gerek takım sporlarında pek esâmimiz okunmuyor dünya üzerinde. Eskiden güreş mesela bizden sorulurdu. Ata sporumuzdu, hatta bizi yenebilmek için adamlar Greko-Romen diye bir icat bile yaptılar sırf dominasyonumuzu kırmak için.

Dönem dönem yükselen, parlayan branşlar oluyor, yakaladığımız yıldızların yüzü suyu hürmetine. Güreş mesela Ahmet Ayık, Mahmut Atalay gibi acı kuvveti olan babayiğitlerin keşfini ve devamını sağlayamadığımız için uzun zaman süründük. Salih Bora ile Reşit Karabacak ile avunduk. Sonra neyse ki Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu ve Rıza Kayaalp’le biten bir nesil daha bizi yıllarca taşıdı ama gerisi nanay. Son Paris Olimpiyatlarında 2 bronz alabildik güreşte.

Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu’dan sonra haltere küstük millet olarak. Boks zaten spor dalı olarak bile tartışmalı ve zaten bizde yokuz hiçbir yerde. Biraz kadın voleybolu ve biraz erkek basketbolu dışında bir okçumuz var Mete Gazoz, bir de atıcımız var Yusuf Dikeç. Ne öncesi var, ne de sonrası olacağına dair bir emâre, ümit ışığı.

Bizi mutlu eden bu başarılı sporcularımız bırakınca ne olacak bilenimiz var mı? Geliyor mu alttan yeni nesiller bunların bıraktığı bayrağı daha ileri götürmeye.

İşte Cumhuriyetimizin yapamadığı en önemli vazife buydu belki de. Devamlılık ve liyakata dayalı sporcu üretimi işini halledemedik biz. Dönem dönem parıldayan yıldızların aydınlattığı kadarıyla yetindik. Onlar gece karalığında bize ışık verdiler, bizi mutlu ettiler ama ertesi sabah güneş doğduğunda hepsi kayboldu gökyüzünde. Böyle mi olmalıydı. Bu millet daha iyisini hak etmiyor muydu sizce de?

Atletizm de kimimiz var, üç tarafı denizlerle çevrili ülkenin yelken takımı ne halde, sörfçülerimizi hiç sağda solda gördünüz mü bizi temsil ederken, kış olimpiyatlarında geçen defa bizim kayakçılar pistte kaybolmuştu hatırlarsınız. O güzelim dağlarda hiç mi kayak sporcusu yetişmez. Kızak Anadolu’da kışın bir ulaşım aletiyken karda bizi temsil eden kızak takımımız nerelerdedir bilen var mı?

Neyse şimdi cumhuriyetin ikinci yüzyılındayız ve umarız ki spor bürokrasisinde bu soruların cevaplarını bilen büyüklerimiz vardır ve gereken tedbirleri almış ve almaktadırlar. Umut fakirin ekmeği ne de olsa ye Mehmet ye!

 

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...