Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Parçalı bulutlu
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kibirden başı eğilmeyen insanın, aczini idrak edip kulluğunu en güzel şekilde yapabilmesi için bazen güzellikle, bazen cebren Rabb’ine döndürülür. Allah, kullarına, rahmetiyle, “Allah-ü ekber” dedirtip bir nevi miraç olan namazla manevi huzuruna kabul ederek kendine secde ettirmeyi lutfettiği gibi, bazen kulunu seçer, hastalığa ve musibete de dûçar eder veya Firavun gibi hiç bir sıkıntı da vermeyebilir, ömrü boyunca baş ağrısı dahi çektirmez. 

Neticede ya hastalık ve musibeti sabır ve şükürle karşılayıp Eyyübvâri(as),Rabb’inin övdüğü “Ne güzel bir kuldu” dediği sabır kahramanı olur veya Rabb’inden gelene râzı olmayıp isyan eder, imtihanı kaybeder ya da Firavunvâri olup hüsrana uğrayanlardan olur. Hastalık ve musibetler insana aczini hatırlatır.

Bir mikrop karşısında çaresiz kalan insan, Rabb’inden başka sığınılacak yer olmadığının farkına varır.Bu sıkıntılar, sûreten çirkin görünse de uhrevi faydalar getirme hususunda güzeldirler.

Bazen hastalığın bir dakikası, derecesine göre bir saatlik, bazen bir senelik ibadet hükmüne geçebilir. Senelerce ibadet edilse, belki o kadar sevap elde edilmeyebilir. Aynı zamanda sabır ve şükürle mukabele edildiğinde günahlara kefaret olur, günahların kirlerini temizler. 

Peygamber Efendimiz (sav): ”Ermiş ağacı silkelemekle nasıl meyveleri düşer,imanlı bir hastanın titremesi de, öyle günahları döker” buyuruyor. Hastalıklardan maksad, onu gönderenin, asıl şifâ verenin o Şâfi-i Hakiki olan Rabb’imiz olduğunu, hastalık sırasında bizde tezahür eden esmâyı güzelce okumak, idrak edebilmektir.

Yoksa Allah’ın gönderdiği o mektubu okuyup anlamadan, asıl şifâyı sebeplerden bilmek veya isyan etmek büyük bir yanlıştır. Allah, sevdiği kullarına daha ziyade hastalık veriyor. Eyyüb Peygamber’in (as) evlatları vefat etti, malını mülkünü kaybetti, vücudunu yaralar kapladı, on üç sene boyunca sabretmekten ve şükretmekten hiç bir zaman vazgeçmedi.

Vücudundaki yaralar zikir mahalli olan kalp ve lisanına zarar verdiğinde, Rabb’ine yakardı: ”Ey Rabb’im zararı bana dokundu, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin” diyerek duânın da bir edebi olduğunu, Rabb’ine hamd ederek, aczini yalnızca O’na izhar ederek, münâcat etti.

Bu yakarış neticesinde hakiki şifâyı buldu.Allah O’na kaybettiklerini de geri verdi. Bizim yaralarımız dışımızdan çok kalbimizde ve ruhumuzda açılmış durumda. Her işlediğimiz günah, tövbe ve istiğfar edilmediği takdirde içeride yaralar açıyor. Asıl korkulması gereken maddi değil, manevi hastalıklarımızdır, manevi musibetlerdir.

Zira onlar, ebedî hayatımızı tehlikeye atıyorlar. Rabb’imizin huzuruna gidemiyorsak, ibadet edemiyorsak asıl musibet budur. Beyaz bir sayfaya sürekli nokta konulursa o sayfa zamanla karardığı gibi her günah işlendiğinde, kafamıza her türlü şüphe girdiğinde aynı o sayfa gibi kalpte siyahlıklar, yaralar oluşuyor, zamanla kalbi paslandırıyor, imanın çıkmasına sebebiyet veriyor. 

Bu sebeple manevi hastalıklarımıza daha ziyade ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Maddi ve manevi cümle hastalıklarımızın şifâsı namaz, ubudiyet, tevbe ve istiğfarla inkişaf ettirilen iman ilâcıyla tesir eder.

Her derdin devâsı ibadetlerin fihristesi olan namazda, Mevlâmızın manevi huzuruna çıktığımızda diğer isimleri gibi O’nun Şâfi esmâsıyla da boyanırız. Maddi ve manevi cümle hastalıklarımıza şifâlar veren, bizi her türlü musibetten muhâfaza eyleyen Rabb’imiz’e hamd olsun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
tracking pixel