Analar ve kızları!
Anne, canım Müge Anlı'ya gelmiş, “kızımı 1 yılı aşkın süredir göremiyorum” diye müracaat etmiş.
Anne 1 yıl niye beklemiş benim için çok uzun ve çok garip süre, ama konu bu değil.
Aslında annenin anlattıklarını yan yana koy, alt alta koy, pek bir hayat sıralaması mantığı yok.
Ama ben de Müge gibi düşünmek istiyorum, mesele bu kız nerede ve onu bulmak konu.
26 yaşında kızı, adı da Merve, Antalya'daki Akdeniz Üniversite İlahiyat Fakültesi'ni bitirmiş.
5 sene okuyor burada.
Kolay bir okulda değil.
Ve mezun olmuş.
Antalya'dan İstanbul'a geliyor, 3 arkadaş beraber kalıyorlar.
Niye Antalya'daki annesinin yanında kalıp iş aramıyor, o da çok tuhaf.
Yoksa, kızlar büyüyor ve anneleri ile beraber sıcacık evinde yaşayacağına, İstanbul gibi karmaşık ve zor bir yere geliyor tuhaf değil mi?
Ev tutuyorlar, para da yok 3 kız falan.
Saçma sapan hayat planları.
Ve çok güvensiz, koskoca bir şehirde hayat içinde çabalama telaşı.
Neyin çabası o da belli değil.
Hayatın doğal akışını art arda sıraladığında, işte kızlar kaybolup gidiyor.
Kız, bir şekilde tanışmış ve gitmiş bir üfürükçü kadının yanında kalıyormuş
Sosyal medya üzerinden, büyü, muska, temizleme ve hastaları iyileştirme yalanı ile bu işleri yapıyorlarmış.
Bu ne büyük cesaret, el alemin evinde bambaşka bir şehirde yaşamak.
Müge'cim kızı buluyor.
Kız telefona bağlanıyor.
Annesine ya da ailesine, en küçük duygusu ve bağı hiç yok.
İğrenç bir ses tonu var.
Bana annelik mi yaptın diyor, beni rezil ettin diyor.
Televizyon tabi ki, konuşmaları bipliyor, ama anlaşılıyor ki, sen kötü yolda işler yaptın anne demek istiyor.
Başımı öne eğdin diyor.
Sanki çok kıymetli başı varmış gibi.
Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim diyor.
Senelerce annesinin getirdiği ekmeği yemiş, annesinin kazandığı para ile okumuş.
Bir anne çocukları için her şeyi yapar, yapabilir.
Kadın seni öyle ya da böyle okutmuş.
Keşke olmasa ama, analar bazen çok zorda kalırlar ve... bu böyledir.
Bu utanmazında okul bitince, ana ile işi bitmiş, toplamış bohçasını İstanbul'da büyücünün evinde yaşamaya başlamış.
Ya kandırılmış olarak ya da dolandırıcı olarak hayatına devam edecek.
Ağzı nasıl laf yapıyor inanmazsınız.
Aslında ne kadar utanmaz değil mi?
Bütün olaylara bakıyorum.
Sorun şu galiba.
Kızlar annelerine hiç benzemiyor.
Kızlar annelerini hiç beğenmiyor.
Hani, hayatımızın öznesi bizim çocuklarımızdı.
Hani, hayatımızın önceliği bizim çocuklarımızdı.
Ne oldu?
Benim çocuğumun planları, hayalleri, ümitleri ne oldu.
Çocukları koruyamaz mı olduk anlayamadım.
Kanunlar, yasalar ve cezalar az mı kalıyor?
Demem o ki.
Tehlike büyük.