İstanbul
Kapalı
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Normalleşen anormallikler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sosyal okumalarımız, tepkilerimiz her geçen gün değişiyor. Toplum olarak bir zamanlar bizi şaşırtan, rahatsız eden, şikâyet ettiğimiz ya da tepki gösterdiğimiz pek çok durumun bugün artık bizim için alışılagelmiş hâle gelmesi, bu kabullenme durumu oldukça şaşırtıcı. 

Artık birçok şeye tepki vermez olduk. Özellikle şiddet olaylarında, şiddetin dijital dünya ile birlikte adeta meşrulaştırıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız. Sürekli maruz kaldığımız için alışılagelmiş gibi geliyor. Anlık gösterdiğimiz tepkiler yalnızca birkaç saniye sürüyor. Ekranımıza düşen şiddet görüntüsü ne olursa olsun, giderek duyarsızlaşmaya başlıyoruz. 

Hızla akan görüntüler, duygularımıza vakit kalmamasına sebep oluyor. Derin düşünemediğimiz, analiz edemediğimiz, içselleştiremediğimiz hisler yüzünden her şey olağanlaşıyor. Haberleri, görselleri, düşünceleri tüketiyoruz. 

Acılar hızla geçip gidiyor ve artık her şeyi normal, sıradan gibi kabul ediyoruz. Kimsenin ahlak bekçisi değilim; ancak vicdanın sesi olmamız gerektiğine inanıyorum. Hepimiz eksiklikleri ve yanlışlarıyla insanız ama ahlaki ve vicdani normları da korumak zorundayız. Bireysel hataların toplum üzerinde sıradanlaşması asla kabul edilemez. 

Kendimizin, sevdiklerimizin ve değer verdiklerimizin kurtuluşu ancak kolektif bir birliktelikle mümkün olabilir. Toplumun tükendiği yerde hepimiz aynı vicdan hapishanesinde yok olup gideriz. “Beni ilgilendirmiyor” ya da “Buna bu kadar vakit ayıramam” deme lüksümüz yok. Hiçbir konuda. Hepimiz bu sıradanlaşmaya karşı daha bilinçli, daha dikkatli olmalıyız. 

Vicdanları normalleştirmeli, her zaman sesini çıkaran insanlar olmaya devam etmeliyiz. Cana, canlıya, kadına, çocuğa; tüm varlıklara yönelik her geçen gün artan şiddete karşı topyekûn, hep birlikte tepki göstermeliyiz. 

Bir başka üzücü durum ise dijital dünya ile birlikte sert, kırıcı ve kaba dilin yaygınlaşması. Hakaretin ve küfrün normalleştiği bu dile karşı; nezaketin, inceliğin ve zarafetin savunucusu olmalıyız. Evet, örnekler çoğaltılabilir. 

Ancak kötü, olumsuz, tüketen ve bitiren hiçbir şeyi sıradanlaştırmamalı, normalleştirmemeli ve kabullenmemeliyiz. Kabullenmeyeceğiz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...