AB'Yİ ARKALARINA ALMAYA KALKANLAR DÜŞÜNSÜN...
Türk seçmeninle başa çıkamıyor musun? Recep Tayyip Erdoğan’a boyun eğdiremiyor musun? Asker de seninle bir olup darbe yapamıyor mu? O zaman sende Avrupa Birliği’nde seninle iş birliği yapacak, zaten Türkiye düşmanlığı yapmak için dünden razı birkaç yandaş yetkili bulursun, PKK bayrakları ile poz verirsin sonra da kendi ülkene her türlü zararı vermekten kaçınmazsın…
İşte bu tabloya bilmeyerek Britanya halkı dur dedi… Esasında birileri Britanya halklarını kandırdı. “Türkiye hızla AB’ye girecek, bir milyon Türk İngiltere’ye akın edecek onun için biz AB’den çıkalım” kampanyası yaptılar… Britanya Başbakanı David Cameron ise bizi sattı. Bize yıllardır “sizin AB üyeliğinizin baş destekçisi benim” diyen adam İngilizlere “korkmayın Türkler bu gidişle 3000 yılına kadar AB’ye giremez” deyip bizleri nasıl kandırdığını açığa vurdu…
Evet, Britanya halkları şimdi AB’den ayrılalım dedi ama hiç istemedikleri sonuçlar ortaya çıkıyor. Evdeki hesap çarşıya uymuyor. Cameron istifa edeceğini ve üç ay sonra seçilecek yeni bir Muhafazakâr liderin Britanya’nın AB den boşanmasının koşullarını görüşeceğini söyledi… Ama iş burada bitmiyor. Britanya’yı oluşturan İskoçlar bağımsızlık istiyorlar ve AB’ye katılacaklarını ilan ediyorlar. Kuzey İrlanda ise Britanya’dan ayrılıp İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmek niyetinde… Yani Britanya seçmeni referandum kararı ile kendi ülkesini de parçalama yolunda adım atmış oldu. Yani Britanya artık küçülmüş bir İngiltere ve Galler’den ibaret olabilir…
AB’de ise işler tam bir çorba… AB’nin kurucu üyeleri olan Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg bir dış işleri bakanları toplantısı gerçekleştirdiler ve burada İngiltere’ye “çıkacaksan biran evvel çık, bizi oyalama, bizim yeni seçilecek başbakanı üç ay beklemeye tahammülümüz yok” mesajı verdiler. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise bu açıklamaya karşı çıktı ve İngiltere konusunda daha sabırlı davranılması gerektiğini söyledi. Yani kendi partisinden olmayan dış işleri bakanıyla ters düştü. AB kurucu üyesi olmayan ülkeler ise böyle bir toplantıya çağırılmamalarını hoş karşılamadılar… Türkiye ve Erdoğan düşmanlığını ağızlarına sakız yapmış AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu yetkilileri ise bizi bırakıp İngiltere’ye ver yansın etmeye başladılar…
Yani Avrupa’da her şey toz duman…
İşte bu şartlarda kimsenin Türkiye’yi ya da Erdoğan’ı düşünecek hali kalmadı. Bu da AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu yetkililerini sürekli arkalarına alarak ülkemize onları saldırtan bazı Türkiye’den “aydınlar, gazeteciler ve siyasetçiler” için kötü haber… HDP’liler artık AB’deki yandaşlarını kullanamayacak. Adamlar “yahu bizde bina yanıyor, sizin kulübenizle uğraşacak vaktimiz yok” diyecekler. Bazı gazetecilere kırmızı halı muamelesi yapanlar, AB’de PYD paçavraları asanlar artık kendi dertlerine bakacak…
Ama artık bizim de bu AB ile ilişkilerimizin geleceği konusunda karar vermemiz lazım. MAK Danışmanlığın 23-24 Haziran tarihleri arasında yaptırdığı bir anket çalışmasına göre araştırmaya katılanların yüzde 68’i AB ile tam üyelik görüşmelerinin hemen sona erdirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Araştırmaya göre yüzde 23 müzakerelere devam diyor, yüzde 9 ise kararsız…
