İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

RESİMDEKİ GÖZYAŞLARI

YAYINLAMA:

Resimdeki Gözyaşları, Cem Karaca’nın şarkısı. Şimdi onu açın eğer mümkünse ve bu yazıyı o müzikle okuyun. Cem Karaca, Allah’ın rahmeti üzerine olsun, sesiyle yüreği birleşmiş bir ses. 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni yaşamış olsa, bugünleri görse eminim meydanlarda halkla birlikte olurdu. Tankların üzerinde görürdük onu. O kadar az sanatçı gördük ki darbenin karşısında. Günler sonra yüzlerini gösterdi bazıları ortak bir bildirinin altında. Bazıları tiyatro dedi olan bitene, içlerinde bitmez bir öfke ile. Besbelli darbeye karşı çıkanları pek estetik bulmadılar.

Cem Karaca artık aramızda yok ama resimlerimize gözyaşları akmaya devam ediyor. Hangi resme baksak gözyaşı… Hangi resme baksak hüzün… Hangi videoyu açsak dram… Başlayalım. Köprüde elini kaldırıp teslim olan darbeci teröristler. Mehmetçik kılığına girip kalkıştığı işe mi ağlayalım? Şehit ettiği vatandaşlar için mi ağlayalım? Gözyaşımızı hangisi için akıtalım? Yoksa girişimleri akamete uğradığı için sevinçten mi ağlayalım? Hangisi?

Dün gazetemizin göbeğinde yer alan resme bakalım. Çarşaflı bir hanımefendi kamyonetin direksiyonunda… Yanında başı açık başka bir hanımefendi. Kamyonetin kasası gençlerle dolu... Bu resme bakıp gözyaşlarını tutmak mümkün mü? Bu sefer sevinçten, bu acının bizi bir araya getirmesinden dolayı ağlıyoruz.

Resimdeki gözyaşları devam ediyor. Bu sefer bir video. Binbaşı Barış Dedebağı, ele geçirdiği darbecilere karşı kükrüyor. Süt dökmüş gibi oturan darbecilerden biri tanklara ateş emri veren tuğgeneral. “Ya devlet başa ya kuzgun leşe diyor” kahraman binbaşı. “Bu saatten sonra canını düşünen soysuz köpektir” diye ekliyor. Ağlıyoruz. Ama duygularımız karışık tuğgeneral rütbesinde bir hainimiz olduğu için de onu durduracak cesur bir binbaşımız olduğu için de.

Gözaltına alınan generallerin resmi… Nereye aksın gözyaşımız? Sevince mi hüzne mi? Milletin parasıyla okuyan, milletin ekmeğini yiyen, milleti korumakla görevli ordunun, soysuz bir vatansızın etrafında birleşip kendine namlı doğrultmasına mı? Resimdeki gözyaşları devam ediyor. Traktörüyle askeri piste giren köylümüz. Jetler kalkıp da milleti bombalamasın diye tarlasını yakıp duman çıkaran köylümüz. Hakkını nasıl öderiz?

Bu resimlerden bir albüm yapacak olsak eminim sayfalara sığmaz. Kışlaların içindeki kahramanlar, kışlaların dışındaki kahramanlar. Ülke için canını ortaya koyan yiğitler. Hepsinin resminin üstünde gözyaşı var. Şehit Başçavuş Ömer Halisdemir… Darbecilere karşı canını siper eden ve Türkiye’nin hakkını ödeyemeyeceği kahraman… Gözyaşlarımız senin o vakur fotoğrafının üzerine damlıyor aynı zamanda…

Tüm resimler birleşiyor ve karşımıza çok büyük bir bayrak çıkıyor. Büyük resmi görmek deniyor ya… İşte büyük resim bayraktır. Türkiye 15 Temmuz’da geleceği iradesiyle suladı. Her resmin üzerine bir damla gözyaşı döküldü ve canlarını feda edenlere, gövdelerini siper edenlere söyle fısıldadı: Hakkını ödeyemeyiz. Resimdeki gözyaşları bizim birleştirici gücümüz olacak. Birlikte dökülen gözyaşlarıyla inşallah yepyeni bir geleceğe, daha güzel günlere yürüyeceğiz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...