İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YENİKAPI: YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN YENİDEN BAŞLAMAK

YAYINLAMA:

Türkiye’de dolaşmaya başladığınızda tarihi nefes gibi içinize çekersiniz. Bu satırları yazdığım Yenikapı Meydanı’nda şu an mehter konseri devam ediyor. Yeni Türkiye diyoruz ve yola çıkmak için kendimiz yay gibi gerip mehterle hiza alıyoruz.

Anormal mi? Değil.

Dünkü yazımda Halide Edip’in Yenikapı Meydanı’na gelme ihtimalinden söz etmiştim. Sadece Halide Edip değil, Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki tüm duygular düşünceler sökün edip geldiler. Yenikapı’ya giden Marmaray istasyonunda sırtına bayrak geçirmiş bir çocuk, yanında babası. Babasının elinde bir pankart, 15 Temmuz İkinci Çanakkale’dir yazıyor. Pankart, miting güvenliği nedeniyle içeri alınmayabilir ama adam elinde inançla tutuyor. Sabah sabah tarih dersi veriyor bayrak tişörtü giymiş bu baba. Sykes-Picot’un dikmeye çalıştığı, Misak-ı Milli’nin genişletmeye çalıştığı, içimizdeki hainlerin yok etmeye çalıştığı kıyafetle ilgili temel bir problem var. Bunu görmemiz gerekiyor. Gördünüz işte tarih yine yakamızı bırakmıyor.

Yenikapı’ya gelen herkesin yolu Sultanahmet’ten geçti. Sultanahmet’ten derken yüz yıl öncesinden söz ediyorum. 1919 yılından. Herkes Türkiye’ye biçilmeye çalışılan rolün yönelttiği tehdidi gördü. Herkes derken, hepimizden söz ediyorum. Partili partisiz herkesin... Müslüman gayrimüslim herkesin... Yenikapı’da Musevi cemaati de vardı, sağcısı da solcusu da... Yeni bir geleceğin ilk günü idi Yenikapı. Sultanahmet’te yaklaşık yüzyıl önce bir araya gelen insanlarla şimdikileri kıyaslıyorum. Farklı dünya görüşlerinden insanlar mı? Evet. Kadınlar mı? Evet... Erkekler mi? Artık fesli değiller ama evet. Sarıklılar mı? Evet. Sultanahmet’ten Yenikapı’ya değişmeyen bir şey daha var. O da gölgesine sığındığımız bayrak.

15 Temmuz bize gösterdi ki, bayrağın gölgesi hepimize yeter ve hepimiz bayrağı elimize alırsak küçük bayraklar kocaman hale gelir. Biraz sonra liderler konuşmalarını yapacaklar. Millet olarak dinleyeceğiz. Kendimi bildim bileli ilk defa böyle bir mitinge tanıklık ediyorum. Birlikte ekrana dahi çıkmayan liderler, halkın, milyonların karşısına birlikte çıkacak. Herkes meşrebince konuşacak. Bayram gibi bir gün. Yenikapı, Sultanahmet mitinglerinden farklı olarak umutsuz bir geceyi değil, başlayacak güzel bir günü müjdeliyor.

Vaktiniz olursa bir gün çoluk çocuk Sultanahmet meydanına gidin. Orada gözlerinizi kapatın ve kendinizi 1919’un karanlık günlerinde hayal edin. Miting konuşmalarına kulak verin. Sonra adım adım yürüyün Aksaray’a doğru. Koca bir tarihin içinden, padişah türbelerinin ortasından geçin. Aksaray’a ulaştıktan sonra Yenikapı’ya geçin. Orada yeniden yazılan tarihe kulak verin. Altında durduğumuz bayrağın renginin şehitlerin kanlarından oluştuğunu düşünün. İnanın çözülemez görünen birçok şey kendiliğinden çözülecektir.

Pes etmemek, yeniden başlamak bu toprakların genetiğinde var. Gidecek başka bir yerimiz olmadığı gibi tarihin bizi birbirimizi bağladığı bağları çözmeye de imkan yok. Yenikapı’daki miting tüm Türkiye için yeniden başlama antrenmanıydı. Yeniden başlamak konusunda bir sıkıntımız yok ama şimdi yapmamız gereken bir daha yeniden başlamamızı gerektirmeyecek bir başlangıç yapmak. Vira bismillah...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...