İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

NEDEN OLMUYOR? NASIL OLUR?

YAYINLAMA:

Türk Sporunda istikrarlı bir başarı süreci neden yakalanamıyor? Neden Olimpiyatlar başta olmak
üzere katılabildiğimiz tüm sportif organizasyonlarda başarı ve istikrar yakalayamıyoruz? Dönem, dönem bazı spor branşlarının gelip geçici başarıları ile övünüyor, avunuyor ve unutuyoruz. Naim’li, Halil’li yıllarda halter, Nazmi’li, Hamza’lı yıllarda güreş, bazen boks, bazen devşirme atletlerle gelen kürsü başarıları 80 milyonluk bir büyüklüğe erişen ülkemize yetmiyor. Bu durum aynı şekilde futbolda da yaşanıyor. Avrupa’ya çalışmak için giden Türk işçilerinin (“Gurbetçi” deyimini sevmiyorum sanki bir yabancılaşma/ötekileştirme içeriyor) ikinci-üçüncü kuşak çocuklarının belli bir eğitim, disiplin ve alt yapı ile gerçekleştirdikleri ortada iken biz neden sadece Arda’nın başarılarını konuşmakla yetiniyoruz. Arda Turan ne kadar Türk ise, Mesut Özil ve
Emre Mor da o kadar Türk değil mi? Demek ki genetik kodlarımızda başarısızlığa gerekçe olacak bir şey yok.

Öyleyse sorunu başka yerde aramaya başlayabiliriz. Öncelikle bakış açımızı, “bugünden yarına” odaklı, kısır ve sabırsız olmaktan, geleceğe odaklı 5 ve 10 yıllık planlar yapabilen, bunun
için gerekirse yurt dışından know-how ve uzman getirmeyi gerekirse iki, üç yıllık sürelerle eğitimcilerimizi eğitmek için bu işin en güzel yapıldığı
yerlere göndermeyi kompleks saymayarak başlayabiliriz. Salih Uçan’ın iki yıllık Roma macerasında edindiği dayanıklılık ve alt yapı eğitimi ile Arda Turan’ın Galatasaray’daki vücut yapısı ile Atletico’dan Barca’ya geçerken ki vücut yapısı hatırlanırsa konuyu anlamamız kolay olacaktır.

Öyleyse sorunu nerede arayacağımızın ipuçlarını bulduk sanırım. Sorun kişilerde değil sorun
SİSTEM de. Hem de bütünüyle. İnternet jargonunda büyük harf kullanmanın “bağırmak” olarak algılandığını bilerek- SPOR POLİTİKASI-ORGANİZASYON-EĞİTİM-ALT YAPI-MALİ DİSİPLİN VE
SPOR KULÜPLERİ YASASI konularında milli bir bilinç ve evrensel bir refleks beklediğini
haykırıyor “efkar-ı umumi”. Konunun bütün paydaşlarının bir araya geleceği ve çalışma grupları ile enine boyuna inceleneceği bir SPOR KONSEYİ oluşturulmalı ve yasal dayanak için de Gazi Meclisimiz sürece sahip çıkmalıdır. Grubu bulunan bütün partilerin üzerinde mutabık kalacakları metni Bakanlar Kurulu, Tasarı olarak Meclise sunarsa başlangıç için gereken ivme ve enerji sağlanmış olur. Sonrasında ise konusunda uzman profesyonellerin her aşamasında yer
alacağı SPOR KONSEYİ’nin çizeceği yol haritası ile geleceğe yelken açmak ve gereken
sabrı göstermek kalıyor hepimize.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...