İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÇAMURA YATMAMA ERDEMİ

YAYINLAMA:

Son yıllarda gündemimize geldiği pek görülmüyor “vakar” kavramının. Sözcükler anlamını “ağırbaşlılık” diye verir ama bence yetersiz. Yuhalanarak bocalamakta ise kişinin kellesi on kilo olsa da vakarı yoktur. “Saygın duruş” gibi bir tanım öneririm. Karşıtı nedir? İnsanların en korktuğu durum: Rezil olmak. Tuttuğunuz takım üç gol farkıyla da yenilse, bağrınıza taş basarak katlanabilirsiniz acısına. Ama 7-0 yenik düşerse taraftarlar “Rezil olduk!” diye çileden çıkıp sokaklarda anarşi yaratabilirler.

Ben spor yazarı kesildim de Olimpiyat izlemekteyim ya. Atletlerimizin hiçbir karşılaşmasını kaçırmamaya çalışıyorum. Çok şükür, Türkiye’yi rezil eden bir davranışlarını görmedim. Düne kadar. Bir serbestçi kızımızın güreşi vardı zayıf rakiple. İyiydi: 1-0 öne geçti. Sonra önde bulunmanın ve az vakit kalmış olmasının rehavetine kapıldı galiba. Boş bulundu, rakibin başarılı bir dalış yapmasına izin verip 1-3 geriye düştü. Yılmadı, çalıştı, durumu 2-3 yaptı. Daha da puan alacak gibiydi ama vakit kalmamıştı. O skorla bitti güreş.

İçimden “Canın sağ olsun kızım” diyordum. “Dünyada puan almak da var, vermek de. Elinden geleni yaptın ya; helal sana.” Ama o ne? Kız bir kenarda iki büklüm çökmüş, kalkamıyordu. Omuzlarının sarsılışına bakarak gülüyor sandım. O daha da hoşuma gitti. Kemal Tahir ağzıyla “Ulan aferin,” dedim. “İnsan aptalca yenilmenin gülünçlüğünü de görebilmeli. Kamera yakından bakınca durumun öyle olmadığı anlaşıldı. Kızımız hüngür hüngür, avaz avaz ağlıyordu. Hakemin uzattığı eli dirseğiyle itip sırtını döndü. Bu sefer “Ulan eyvah,” dedim. “İşte şimdi rezil oluyoruz.”

Bilirsiniz, her ikili karşılaşmanın sonunda hakemin rakipleri ortaya getirip kazananın kolunu kaldırması âdettir. Onu güzellikle yapamayacağını anlayınca adamcağız bizim kızımızı yakalayıp adeta zorla kaldırdı, çekerek ortaya getirdi, görevini tamamladı. Şık olan ondan sonra yenik sporcunun hakemle ve rakiple el sıkışarak ayrılmasıdır. Bizim kız ne onların yüzüne baktı, ne de kendi köşesine uğrayıp yardımcılarına teşekkür etti. Salondan çekip gitti ağlayarak. Bundan sonra bütün güreşlerini on saniyede tuşla kazansa ülkemiz adına izleyicilerde bıraktığı izlenimi silemez.

Düşünüyorum da, çok kızamıyorum kızcağıza. Elinde değil. Toplum havamızın ürünü. Bizde “Yensen de, yenilsen de öncelik vakur olmaktadır” kültürü gelişmemiş ki… Üç parti liderimize içtenlikle el sıkıştırmak için kanlı darbe gerekmedi mi?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...