AMA HALA BU İŞİN SİVİL AYAĞI BELİRSİZ...
Bir korkunç darbe teşebbüsünden sonra Fetullah Gülen terör örgütünün devlete sızmış elemanları için ciddi bir ayıklama operasyonuna gidildi. Hatta o kadar ileri gidildi ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bile “at izi ve it izinin” birbirine karıştığını söylemek zorunda kaldı.
Asker içinde, emniyette, yargıda, devlet dairlerinde yuvalanmış FETÖ’cüler, “abiler” ve “imamlar” yakalandı, hapse girdiler ya da ülkeden kaçtılar. Hatta üniversite rektörleri kendilerine kanun hükmündeki kararnamelerle verilen geniş yetkileri yalnız FETÖ’cülere değil kendilerine muhalif gördükleri kişilere bile uyguladı. Solcu rektörler böylelikle AK Parti’ye yakın öğretim üyelerini “FETÖ elemanı" damgası ile biçti…
FETÖ’nün para kaynaklarının üzerine gidildi, medya gücünün üzerine gidildi. Hepsi güzel. Bazı hatalar var ama devlet bunu da düzeltmeye çalışıyor. Ama eksik olan şu: Biz hala daha bu FETÖ’nün siyasi ayaklarını, bu darbeye karışan siyasi kişileri bilmiyoruz… Yani bir darbe girişimini FETÖ gibi organize bir güç yapacak ve bunun siyasi ayağı olmayacak, bu güç siyasi partilere sızmamış olacak, buna kargalar bile güler.
Salı günü yani 20 Eylül, 1980 darbesinden sonra Evren cuntasının kurduğu Bülent Ulusu hükümetinin göreve başlama yıldönümüydü. Yani her darbeden sonra bir başbakan yönetiminde bir bakanlar kurulu teşkil edilir ve bunun üyeleri genellikle siyasi kişiler ve bürokratlar olur. Peki, bu FETÖ hainleri devleti ele geçirdikten sonra bir hükümet oluşturmayacaklar mıydı? Bunun bakanları, yetkilileri olmayacak mıydı? Tabii ki olacaktı ve bunların bir listesi olması lazım. Aradan iki ay geçti biz hala bu darbenin siyasi ayağını ve aktörlerini bilmiyoruz… Bu hayret verici olduğu kadar tehlikeli bir durum arz etmiyor mu? Aramızda böyle darbecilerin var oluşu bizleri tedirgin etmiyor mu? İşte bu yüzden artık birilerinin bu darbenin siyasi ayağını bize anlatması ve siyasi partilerimiz içinde de temizliğe gidilmesi şart.
