AB SANKİ TÜRKİYE'DE KÜRT DEVLETİ İSTİYOR
Avrupa Birliği yetkilileri ve üye ülkelerinin siyasetçilerinin tutumlarına bakılırsa bu adamlar ve kadınlar Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde bir Kürt devleti kurulmasını istiyorlar ve bunu çok net bir şekilde gören Türk halkı ise gün geçtikçe iyiden iyiye Avrupa fikrinden soğuyor.
PKK serbestçe Avrupa ülkelerinde cirit atıyor, AB resmi binalarında kabul görüyor, gösteriler yapıyor ve kimse bir şey yapmıyor. Yani sanki AB PKK’yı şakacıktan terör listesine koymuş gibi… Hele hele bir Belçika mahkemesi PKK’yı “silahlı mücadele örgütü” olarak tanımlayarak pişmiş aşa su kattı…
Buna karşılık AB yetkilileri ve üye ülkelerin siyasetçileri Türkiye üzerindeki baskılarını iyiden iyiye arttırmış durumda.
HDP’nin PKK uzantısı olduğunu çok iyi biliyorlar. HDP’lilerin PKK terörüne tam destek verdiklerini de çok iyi biliyorlar. Ama sanki bütün bunları bilmiyorlarmış gibi HDP eş başkanları ve bazı milletvekilleri tutuklanınca sanki Türkiye’de muhalefet zindanlara atılıyormuş imajı vererek yeri göğü birbirine katıyorlar.
CHP de bunlara ne yazık ki alet oluyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Batılılara “Türkiye’de muhalefet sindiriliyor” derken, kendi grup konuşmasında HDP’li tutuklanan milletvekilleri için “tabii ki kanunlar işleyecek. Savcıya ifade vermezsen neticesine katlanırsın, kimse kanunun üzerinde değil” diyerek kendisi ile çelişkiye girdi… Kılıçdaroğlu da HDP’lilerin PKK ya teslim olduğunu, siyaset yaptırılmadıklarını iyi biliyor…
Neticede AB göz göre göre PKK’yı bize kabul ettirmeye çalışıyor. “PKK’ya karşı anti-terör yasalarını işletirsen sana vize muafiyeti yok” diyor. “Ben PKK’ya çadır da kurdururum gösteri de yaptırırım” diyor. Hatta AB ülkelerinin Ankara’daki diplomatlarını HDP grup toplantısına gönderip Türkiye’nin iç işlerine müdahale ettiğimizi açıkça gösteririz mesajı da veriyorlar.
İşte bütün bunlar halkımızın gözü önünde oluyor. HDP ve PKK açıkça bu ülke toprakları üzerinde bir Kürt devleti kurulması için silahlı bir çaba gösteriyorlar ve AB bunu destekliyor. O zaman halkımız da “bizim bunlarla ne işimiz var?” diye sorgulaması gayet normal.
Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek AB’den koparsak 3. Dünya ülkesi olarak algılanırız diyor ama yanılıyor. Çünkü zaten Türkiye AB’nin parçası değil. Yani kopma durumu bir şeyin parçası iseniz meydana gelir. Ama bizi zaten AB’nin hiçbir yerinde görmeyen bir anlayış var. Türkiye AB’siz de G-20 ülkesi. Türk halkı 15 Temmuz’da AB değerlerini içine sindirdiği için mi kanlı bir darbeyi durdurdu yoksa halkımızın demokrasi anlayışı ve demokrasiye bağlılığı AB’nin çürük değerlerinin on yıllarca ilerisinde olduğu için mi bu darbeyi bir millet kendisini tanklara siper ederek mi durdurdu?
