İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​MERHABA

YAYINLAMA:

Öncelikle okuyucularıma merhaba diyerek başlamak istiyorum. Bundan böyle pazartesi ve cumaları bu köşede beraber olacağız. Yazılarımda, siz değerli okuyucularımla iktisadi olgular ve onların arka planlarında neler olduğuna dair bilgilerimi paylaşacağım. Günlük siyasetin tartışmalarından sıyrılarak insan ve olguları soğukkanlı bir şekilde değerlendirmenin sizler için daha doyurucu ve anlamlı olacağını temenni ediyorum. Bu yüzden yazılarımda falanca lider şunu dedi, filanca bunu yaptı gibi ibarelere rastlamayacaksınız. Ne kimseyi vatan haini veya sahtekâr ilan edeceğiz, ne de kimseyi asrın lideri veya siyaset ufkumuzun parlayan güneşi diyerek taltif edeceğiz. Çünkü esas olan zamanla dökülecek olan yaldızların arkasındaki saf gerçeğe değinmektir.

Ekonomi yazarı denince akla “faiz indi – döviz bindi” analizleri yapan, Türkçeyi Amerikan aksanıyla telaffuz eden ve sanki iktisadi olaylar bir iddaa kuponuymuş gibi değerlendirmeler yapan kişiler gelmektedir. Halbuki, iktisadi olaylar arkasında insan birey ve toplumlarının davranış kalıpları bulunmaktadır. İktisadi olayları ve onların arkasındaki bireyleri tarih ve mekandan kopararak gerçeği anlamak mümkün değildir. Keza içinde bulunduğumuz toplumsal ve kültürel durumun arka planındaki iktisadi temellere vurgu yapmadan da, ne siyaseti tahlil edebiliriz, ne dünyayı anlayabiliriz ne de doğru çıkarımlarda bulunabiliriz. Yani toplumsal ve iktisadi olaylar arasında bir geri besleme ilişkisi vardır; yani her ikisi de birbiriyle karşılıklı etkileşim içindedirler.

Günümüzde, içinde yaşadığımız umut kırıcı, dehşete düşürücü ve toplumları parçalara ayıran atmosfer hangi iktisadi ve toplumsal etkenlere dayanmaktadır? Daha anlaşılır bir şekilde ifade edecek olursak, terörün dayandığı iktisadi etkenler nelerdir veya dünya neden önlenemez ve gitgide derinleşen bir kriz içindedir? Dünyadaki kriz ile Türkiye’deki kriz arasındaki ilişki nedir? Dost bildiğimiz ülkeler niye Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmuştur? Yazılarımızda bütün bu sorulara cevap arayacağız.

Bir başlangıç olarak temel bir önerme sunalım: Bu anda dünyanın içinde bulunduğu karmaşık kriz hali ve önlenemez gibi gözüken terörün temel sebebi küreselleşmedir. Bugün terörün ve iktisadi krizinin mahiyetini anlayabilmek için küreselleşmenin ne olduğunu bilmek gerekmektedir. Yoksa içi rahatlıkla çok farklı şekillerde doldurulabilecek “insan hakları, demokrasi ve özgürlük” gibi sloganlaşmış kavramlarla hiç bir ciddi analiz yapamayız. Türk matbuatındaki bazı arkadaşlar “OHAL kaldırılırsa Türkiye ekonomik krizden çıkar veya Türkiye terörü önlemek için Kıbrıs’ı ve Güneydoğuyu gözden çıkarmalıdır” kabilinden görüşler beyan ederken aslında ne söylediklerini, kimin çıkarına hizmet ettiklerini ve “demokrasi, insan hakları ve özgürlükten” ne anladıklarını bilmediklerini de ispat etmektedirler. İşte biz her yazıda tek tek bu kavramları değerlendirerek görsel medyanın tuluat perdesinde görünen UFKUN ÖTESİ’ne gitmeye çalışacağız.

Cuma’ya görüşmek üzere…


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...