İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​AVRUPA'NIN YENİ HAYALETLERİ

YAYINLAMA:

Komünist Manifesto geçen yüzyıla damgasını vuran metinlerden biridir. Marx ve Engels tarafından kaleme alınan bildirge 1848’de Londra’da Almanca olarak yayınlanmış. Türkiye’de zamanında komünist kelimesi yasak olduğu için kapağı pembe olan baskısından ötürü pembe kitap olarak benimsenmiş. Bir de Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ı var ama onu bir manifesto olarak nitelemek mümkün olmaz. Kitaplar ve renkler mevzusunda Kaddafi’nin Yeşil Kitap’ını da saymak mümkün olabilir. Kaddafi’nin devrilmesinden sonra sokaklarda yakılıp yok edilen bir nefret objesinden söz ediyoruz. 21 Şubat, Komünist Manifesto’nun yayınlanma yıldönümü. İçindeki düşünceler dünya üzerindeki birçok insanın hayatına doğrudan etkide bulundu. Savunduğu tezler, yeni bir asabiyenin kurulmasına öncülük etti. Asabiye dediğimizde milletleri bir arada tutan ırk veya mefkure yani düşünce birliklerinden söz ediyoruz. Marx’tan başlayan her cümle döner dolaşır İbn Haldun’a gelir. Düşüncenin kaderi budur, kendine benzeyenin yanına gitmek, o kümenin içinde yer almak ister.

Marx’ın ürettiği yeni mefkure birliği ana vatanı Almanya’da değil Londra’da çiçek açmasına rağmen Rusya’da geniş kabul gördü. Sen hayalini Londra sokaklarında kurarsın ama kader seni Moskova’nın ayazına sürükler, hayat biraz böyledir.

Komünist Manifesto’nun etkili ifadelerinden biri Avrupa’da dolaşan komünizm hayaletidir. Bu hayalet her türlü güç merkezinin korkulu rüyası olacak kadar geniş taban bulacaktır. Teori pek fena sayılmaz ama Avrupa’nın sınırları geniştir ve bu fikre ilk uyanan Ruslar olmuştur. Oldu da ne oldu? Şu oldu: Geniş topraklara sahip olan Ruslar komünist evrime bir harf daha ekleyip devrim haline getirdiler. Sonra da onu zimmetlerine geçirdiler. Sonrası? Artık her türlü komünist hareket yeni Rus emperyalizminin bir aracı haline geldi.

Sonra Ruslar komünizmin hiç de istedikleri gibi sonuçlar doğurmayacağına kani oldular. Ekonomiyi bu şekilde yönetmek mümkün değildi. Yeni asabiyelerini milliyetçilik üzerinden yeni Rus sağı üzerinden yürütmeye başladılar. Avrupa’ya da bu yeni yönetim şekillerini önermeye başladılar. Komünizmin ilk dalgasında Almanya’nın doğusuna kadar ilerleyen Rus yayılması şimdi Hollanda dahil olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesini etkisi altına aldı. Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor: Rusya’nın çarlık hayaleti bu dolaşan. Herkesin hissettiği ama kimsenin gösteremediği bir hayalet. Dahası var, bu hayalet yüzmeyi öğrendi ve Atlantik’in karşı kıyısına kadar geçti. Amerika’da da dolaşmaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri daha önce komünizm olarak tanımladığı ve zor da olsa baş edebildiği bu hayaletin yeni halinin varlığına kendi halkını ikna etmekte güçlük çekiyor.

Bu hayaleti tanımak isterseniz Müslüman düşmanlığının ayak izlerini takip edebilirsiniz. Artık ortada komünizm yok ama komünizmle faşizmin garip karışımıyla zehirlenmiş Hristiyan asabiyesinden söz etmek mümkün. Pembe kitabın hükmünü yitirdiği günlerde dönüp yeniden İbn Haldun’a bakıyoruz ve hayaletlerin hararetle okumakta olduğu yeni “kara kitap”la karşılaşıyoruz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...