İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​2023 HEDEFLERİ NE OLDU?

YAYINLAMA:

2009 – 2010 yıllarında 2023 hedefleri için ciddi çalışmalar yürütürken ben de bu çalışmaların içinde üniversiteyi temsilen yer almıştım. Genç bir doçent olarak aşırı derecede heyecanlanmıştım. Türkiye, ilk defa kalıplarını kıracak, önemli ölçüde iktisadi prangalarından kurtulmuş olacaktı. Ben Makine Teçhizat Sanayi ve Elektrikli Makine Teçhizat Sanayii’ne ait çalıştaylara katılmıştım. O dönemde hedefleri hayali bulanlar da vardı. Ama 2010 yılı baz alınarak plan ciddi şekilde çalıştırılırsa, hedeflere biraz zorlanarak da olsa ulaşmak mümkündü.

2023 hedefleri neydi? Bugün, 2023 hedefleri deyince ilk akla gelen siyasi ve hukuki reformlardır, örneğin Çözüm Süreci, Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi gibi. AK Parti’nin 2023 hedefleri ile ilgili kendi web sitesinde bahsettiği 63 madde ağırlıklı olarak bunlardan oluşmaktadır. (https://www.akparti.org.tr/site/hedefler). Dileyen küçük bir araştırmayla bunları görebilir.

Peki bundan 8 yıl önce biz çalıştaylar yapar ve hırslı bir şekilde planları hazırlarken nelerden bahsetmiştik? Bir çok hedef arasında ana hatlarıyla öne çıkan maddeler şunlardı:

1. Dünyada en büyük 10 ekonomi arasına girmek.

2. Yıllık GSYİH’YI 2 trilyon dolara çıkarmak.

3. Kişi başına geliri 20 bin dolar üzerine çıkarmak.

4. Toplam 500 milyar dolar ihracat, bunun 100’er milyon doları inşaat malzemeleri ile makine ve elektrikli makine teçhizat ihracatından kaynaklanacak.

5. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, 2 nükleer santral açmak ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına ağırlık vermek.

6. Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmak.

7. 46 milyon turist ağırlamak ve yıllık 50 milyar dolar turizm geliri elde etmek.

8. Uzun dönem büyüme oranını yıllık %5’ten %7’ye çıkarmak.

9. İstanbul’u bir finans merkezi haline getirmek.

10. AB’ye tam üye olmak

Bugün 2017 yılı başı itibarıyla bu hedeflere ulaşmak için kabaca şunlara ihtiyaç vardır:

a) Reel büyüme oranı ortalama yıllık %15

b) Enflasyon ve devalüasyon oranı ortalama yıllık %5 (yani 2023 dolar kuru 4,36 TL)

c) İhracatın büyüme oranı yıllık % 17

d) 2023’te yaklaşık 90 milyonluk bir nüfus

(Bununla ilgili ayrıntılı bir analiz eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez’in web sitesinde bulunabilir, http://www.mahfiegilmez.com/2016/03/2023-hedefleri... Buna benzer görüşleri, 2013 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde gerek üniversite camiası gerekse bakanlık yetkilileri ile müzakerelerde ben de beyan etmiştim. Yukarıda belirtilen büyüme oranlarını tutturmak bugünkü şartlarda gayet zor görünmektedir. Bu da geçen sekiz yılı heba ettiğimiz anlamına gelir.

Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve yakın danışmanlarının 2023 hedeflerine ne kadar önem verdiğini kendi tecrübelerimle bilmekteyim. Sayın Cumhurbaşkanı, prangalarından kurtulmuş ve kendi ayakları üstünde duran kuvvetli ve bağımsız bir Türkiye’ye ulaşmayı samimi bir şekilde arzu etmektedir. Peki, bu başarısızlık tablosu nasıl izah edilebilir?

Benim kanaatim, özellikle AK Parti yönetiminin bu hedefleri ciddiye almadığı ve gerçekleşeceğine inanmadığıdır. Birçok mevzuda olduğu gibi (örneğin FETÖ’yle mücadele, istihdam ve üretim seferberliği ve benzeri konular) Sayın Cumhurbaşkanı en önce kendi partisi tarafından yalnız bırakılmıştır. Bununla birlikte, iş dünyasının devleri ve yerleşik bankacılık ve sanayi sistemi de bu hedeflere inanmamıştır. Çünkü bu hedeflere ulaşmak, aynı zamanda bu büyük oyuncuların bütün iktisadi pozisyonlarını değiştirmelerine ve birçoklarının da gelir kapısının kapanmasına yol açacaktı. Akademi de Sayın Cumhurbaşkanı’nı yalnız bırakmıştır, bu temel sorunlara nasıl değinileceğine ve hangi çözümler üretileceğine dair bir şey üretmekten çok, 1952’den bu yana (NATO’ya girişimizden bu yana) Türkiye’nin iktisadi bağımsızlığını yok eden ve Batı’ya bağımlı hale getiren sistemin devamını savunan yazılar, rapor ve çalışmalarla süreci kösteklemiştir. Bir de, Türkiye’nin 2013 yılından bu yana küresel saldırının hedefi haline gelmesini dikkate alırsak başarısızlığın sebepleri ortaya çıkmaktadır.

“Hocam, önerin nedir?” diye sorarsanız şimdi yeniden bu hedeflere dirayetle sarılıp çalışmaya başlayalım, 2023 olmasın ama 2040 olsun. Eğer biz bu hedefler yönünde milli bir seferberlik oluşturursak bu hedeflere ulaşırız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...