FATMA TEYZE CAMİ ÖNÜNDE!
İnanılır gibi değil.
Kabul edilir gibi değil
Fatma teyze Manisa Soma’da yaşıyor.
82 yaşında.
Çok yaşlı, çok yıpranmış, çok yorgun ve vücudu kemikleri nedeniyle öne eğilmiş..
Ayağı da sekiyor, bastonla yürüyor. Vücudu yarı beline kadar öne eğilmiş.
Günlerden bir gün.
Komşuları kavga ediyor, birileri birilerini dövüyor, o da ayırmak için kavgaya karışıyor ve bastonu ile birilerine vuruyor.
Allah aşkına 82 yaşında yaşlı kadın, kime ne kadar vurabilir, kime ne olabilir ki!
Utanmadan komşuları bu yaşlı kadını şikayet ediyorlar, hakim hapis cezası veriyor, bakıyor kadın çok yaşlı ve yürüyemiyor.. Para cezasına çevriliyor, 3 bin TL para ödeyeceksin Fatma teyze... Fakirlik diz boyu, ödeyemiyor tabii, kamu cezası veriyorlar ve orada bir camide 8 ay boyunca her gün dört saat camide bekçilik yapacaksın diyorlar.
Bu yıl kış nasıl geçiyor biliyorsunuz.
Fatma teyze, buz gibi havada üzerine bir entari, bir yelek, elinde bastonu, öne eğilmiş vücudu, nerede ise toprağa yapışacak kadar kemik problemi olan, elinde bastonu ile bu yaşlı kadın evinden camiye gidip geliyor.
Cami önünde o soğukta donarak dört saat oturuyor, nöbet tutuyor..
Gittiği yolun görüntüleri var.
Caminin önünde otururken görüntüleri var.
İnsanın merhameti seyretmeye izin vermiyor.
Cezanın bitmesine on gün kala, kalan 410 TL para cezasını biri ödüyor ve Fatma teyze cami önünden tahliye oluyor.
Cezan bitti diyorlar.
Diyecek o kadar çok şey var ki.
Sırayla başlatalım.
Kavgacı komşular.
Utanmadan 82 yaşındaki kadını şikayet ediyor.
Bizi dövdü diye.
Hakim.
Kim olduğunu bilmiyorum ama, serbest bıraktığınız ne denli suç işlemiş, zanlılara bakınca bu ceza hiç olmamış.
Size de otur 0.
Adaletin kestiği parmak acımazmış, bal gibi acımış bak.
Caminin imamı..
En çok söyleyeceğim ona, cami imamı sadece namaz kıldıran, bu köyün imamı bilmem ne bey diye hava atman gereken bir iş değil ki.
Cami imamı olurken iyi düşüneceksin... Kalbini iyi seyredeceksin, ben iyi bir insanım diyeceksin ve ben bu işe uygunum diyeceksin.. Merhametli, vicdanlı, o bölgede kalplere iman, inanç dağıtırken içine merhameti de koyan bir adam olmalısın.
Ve bütün bunlara inanmalısın.
Sen, caminin önünde üşüyen, donan yelekli yaşlı nineyi ilk gördüğünde, ağlamalısın, üzülmelisin, nedamet etmelisin ve kalbindeki merhamet ile oraya gelen cemaatten 5-10 TL toplayıp, 3000 TL’yi ödeyip, yaşlı kadını huzura kavuşturmalısın.
Yapmamışsın.
Onu orada oturtmuşsun.
Hemen git oradan.
Merhametini tamamlamalısın.
Son sıra...
Canlı yanında telefona bağlanan Manisa milletvekili.
Sesinizde merhamet, duyarlı insan hali var. Bu yaşlı teyzeye yardım edilmesi gerektiğini söyleyen program sahibi Müge Anlı hanımefendiye...
Kaymakam, belediye başkanı, biz, yardım ederiz derken, hayırsever vatandaşlar diyerek.
Çok kalabalık insanlar saydınız.
Bence gereksizdi.
82 yaşında yaşlı, tek başına bir kadın.
Başını sokacağı bir ev ve üç lokma ekmek.
Ve sağlığının takibi.
Yardımın eni boyu ne olabilir ki...
Hayırseverler falan..
Bence hiç gerek yok.
İnsan alınıyor, darılıyor.
Yaşlı ninemize, bizim devletimiz kuvvetli, biz sahip çıkarız, bu devlet bir ninesine bakamaz mı?
Merak etmeyin demeniz yeterliydi.
Sıralamaya bakınca hiç kimse olmamış.
Sorun ne?
Merhamete eşlik eden akıl.
Ve hiçbir şeye eşlik etmeyen vicdan.
Funda’ya takılanlar...
... Angelina Jolie, çocukları ile Kamboçya’ya seyahate gitmiş. Orada örümcek ve akrep kızartıp yemiş, bu arada bu tadı çocukları ile tanıştırıp, onlara yedirmiş. Güzel kadın orası kesin, çok eski yıllarda onun biyografisini okurken, ilk kocasının kanını emip, gelinliğine imza attığını okumuştum. Dünya garip insanlarla dolu.
... Recep İvedik. İlk haftada gişe rekorları kırdı. Beğen beğenme, eleştir eleştirme, alışveriş merkezlerinde uzun kuyruklar oluştu. Bomboş, iş yapmayan, AVM esnafının, mağazaların yüzü güldü. Ekonomiye bir hareket geldi. Şahan Gökbakar’ı tebrik ederim. Ve insanlar biraz güldü. Ne var bunda?
