İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​MAKARNA HİKAYESİ

YAYINLAMA:

Makarna deyince aklınıza ne gelir?

İtalya…

Öğrenci yemeği…

Hamur+kilo

Ketçap+mayonez+yoğurt+sos

Ve Müjgan

Makarna hakkında ki gerçekleri biliyor muyuz?

Yukarıda saydıklarımın dışında, bende bilmiyordum.

Ta ki geçtiğimiz gün bolca makarna hakkında haberleri duyana kadar.

Hikaye şöyle başlar;

1298 yıllarında Marco Polo’nun 15.yüzyılda Çin’de görüp, İtalya’ya getirdiği anlatılan hikayelerden biri. Diğeri ise İtalyanlardan çok daha önce sert buğdayı bilen Arapların ise ince açılmış hamur yuvarlaklarını pişirdiklerini ve hamur parçalarını çubuk üzerine dolayarak güneşte kuruttuklarını böylelikle dayanıklı bir ürüne çevirdikleri söylenmektedir.

Tarihsel kayıtlara bakıldığında Çinliler milattan önceki yıllarda arpa şehriye ile makarna üretimine başladıkları ve M.Ö. 5. yüzyıla ait Suriye’de bulunan tarihi yazılara bakıldığında o dönemlerde Arapların da arpa şehriyeyi ürettikleri ve tükettikleri görülmektedir.

Ancak Roma'da bulunan Makarna Müze'sindeki belgeler de makarnanın nereden geldiğine tam olarak açıklık getirilememiş.

Aslında makarna, 20. yüzyılın sonuna kadar asil bir yemek olmamış. Çünkü elle yenilen ve kafa arkaya atılarak hatta çiğnenmeden yutulan fakir, köle yemeği olarak görülürmüş.

Malum çatalın buluşu 16.yüzyıl olunca masalara konulmuş.

Neyse…

Ülkemizde ise üretim 1922 yıllarında İzmir’de kurulan bir makarna fabrikasıyla başlamış. Aslında ev makarnalarının, eriştelerin tarihi yüzyıllık tabii onu hiç saymıyorum. Ancak makarnanın ana maddesi olan buğday cenneti bir ülke olmamız üretim kapasitemizi oldukça genişletmiş.

Öyle ki Türkiye, dünya makarna ihracatında 1998 yılında İtalya’dan sonra 350 bin ton üretim ile 2. sırada yer almış. İtalya 3.326.750 ton ve % 32 pay ile dünyanın en büyük üreticisidir.

Uluslararası Makarna Organizasyonu’nun (IPO) verilerine göre 2013 yılında dünya genelinde toplam 13,5 milyon ton makarna üretilmiştir

İtalya’yı %12 ile A.B.D., %11 ile Brezilya ve % 6 ile Rusya Federasyonu izlemektedir.

Dünyanın en büyük makarna üreticisi konumunda olan İtalya’yı 2 milyon ton ile ABD izlemektedir. Makarna üretiminde üçüncü sırada yer alan Brezilya ise 1,191 milyon ton makarna üretimi gerçekleştirmiştir. Brezilya’yı 1,083 milyon ton ile Rusya izlemektedir. Dünya makarna üretiminde 5. sırada yer alan Türkiye, dünya makarna üretiminde 5.nci sırada olup, 2014 yılı sonunda üretimimiz 1.315 bin tonu bulmuştur. Üretimdeki payı ise % 5.1 dir.

Makarna Tüketiminde ise;

Dünya’da kişi başı makarna tüketiminde 26 kg. ile İtalya ilk sırada yer almaktadır. İtalya’yı 13 kg. ile Venezuella ve 11.9 kg. ile Tunus izlemektedir. Türkiye'nin kişi başına makarna tüketimi 1962 yılında 1.2 iken,1978 yılında 3.9’a, 90’lı yılların başında 4.3 kg.’a yükselmiş olup sürekli artış göstererek 2006 yılında fert başına yıllık tüketim 5.8 kg. ve 2007 yılında ise 6 kg’a yükselmiş olup 2012 yılında da fert başına tüketim 6.1 kg. ve 2013 yılında 6,6 olmuş. 2014 yılında ise 7,5 kg’a çıkmıştır. Burada sektörün hedefi fert başına tüketimi yıllık 10 kg.’a çıkarmaktır.

Türkiye’de makarna tüketiminin arzu edilen seviyeye gelememesinde, sizce ne etkin olmuştur.

1-Canan Karatay mı?

Hayır…

2- Makarna pişirilmesi ve yenilmesi konusunda halkın yeterince bilgi sahibi olmaması mı?

Evet…

Biz makarna kültürünü bilmiyoruz. Yapılan araştırmalar sonucu işte bu kanıya varılıyor.

Nasıl yapılır? Nasıl yenilir? Hatta ve hatta damak zevkimize uygun sos kültürünü bilmiyoruz. Aslında Türk mutfağında sos kültürünün yerleşik olmaması ve makarnanın besleyici değerinin yeterince anlatılamamış olması gibi nedenler tüketim hareketlerindeki en önemli etken diyebiliriz.

Hazırlanması kolay ve çabuk olma özelliği ile öğrenci yemeği olarak görülmesi pilav, bulgur karşısında makarnanın rolü azalmış ve ana yemek olarak kabul görmemiştir.

Aslında;

*Makarna kompleks karbonhidratlar sınıfında yer alıyor ve düşük glisemik indeksine sahip bir ürün.

*Makarna. A, B1, B2 vitamini, demir, kalsiyum, fosfor, protein içeriyor. Hiç bir katkı maddesi yok. Sadece durum buğdayı öğütülüp irmik haline getiriliyor. O da suyla karşılaştırılıp şekil verilerek makarna oluyor. Makarna içerisinde hiçbir katkı maddesi, tuz, yağ, renklendirici yok.

Benim bir makarna tarifim var. Bakalım beğenecek misiniz?

Markete gittiniz makarna alacaksınız öncelikle buğday rengi olan “amber rengi” makarna alın, ancak makarna üzerinde koyu siyah beyaz lekeler ve uçları çatlak kırık olmasın.

Makarnayı haşlanmış suya koyup suyunun temiz olmasına dikkat ederek ve yapışkan hal almadan süzüyorsunuz (süzülmeden tüketilmesi tavsiye ediliyor).

Tencereye biraz tereyağı, nane koyarak eritiyorsunuz ve makarnaları kavurup servis ediyorsunuz. Üzerine istediğiniz sos veya yoğurt ile yiyebilirsiniz.

Afiyet olsun.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...