İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SİHİRLİ FORMÜL

YAYINLAMA:

Türk Futbolunu içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtaracak sihirli bir formül ne yazık ki yok. (Poyraz KARAYEL’in dediği gibi: “Günümüzde sadece masallar mutlu sonla bitiyor Albayım.”) Bu duruma bir günde gelmediğimiz gibi bu durumdan da bir günde çıkmamız mümkün değil. Uzun yıllara dayanan bir alışkanlıkla; sistemsizliğin geçerli sistem olduğu bir durumdan, verilere göre planlanmış ve koordine edilmiş yeni bir boyuta geçmek hiç kolay olmayacak bunu biliyor ve öngörebiliyoruz.

Bugün ve kendimiz için değil; yarın ve evlatlarımız için düşünmeye, hareket etmeye, plan yapmaya, çalışmaya başlamadığımız sürece spor, sanat ve siyaset konularında, dünya ölçeğinde başarılı olmak ve bu başarıyı nesiller boyu sürdürebilmek nasıl mümkün olabilir?

Sahip olduğumuz en kıymetli hazine olan Vatanımızın, layık olduğu şekilde hür, müreffeh ve huzurlu olabilmesi için yetişmekte olan nesilleri en güzel şekilde eğitmekle mükellefiz. Bu eğitim planlaması yapılırken spor ve sanat için yetenekli gençlerin erken yaşlarda belirlenerek Devletimizin kanatları altında bu yeteneklerini geliştirebilmelerine ve evrensel standartta rekabete açık bir donanımla teçhiz edilmelerine imkan sağlayacak planlamaya, bu planları dirayetle uygulayacak kararlılığa, bu kararlılığı sürekli kılacak disiplinli bir çalışmaya ve hepsinin tamamlayıcısı olarak gelişmeye ve ilerlemeye açık bir sistem kurmak gençlerimize olan borcumuzdur.

Genel olarak sporun bütün branşlarında ve özellikle futbolda; planlama, eğitim ve çalışma standartlarını evrensel normlara getirmediğimizde hep bir sihirli formül peşinde koşup duracağız. Aslında ne sihir var günümüzde ne de sihirli formüller. Varolan ve aslolan; çalışmak, gayret etmek, birlik olmak ve birlikte olmak. Bunun için de sihire, büyüye, sihirbaza gerek yok. Akıl ve mantık, daha çok çalışma, daha çok gayret etmemiz gerektiğini zaten vicdanımız üzerinden bize söyleyip duruyor. Biz zor olduğu için bu sesi duymazdan gelip kolay yollara yönelebiliyoruz, sihirli formüllerden medet ummamız bu yüzden.

Futbolun beşiği İngiltere’nin önde gelen “firma”larından Arsenal’in Şampiyonlar Ligi aşamalarının ortalarında bir yerde -daha çeyrek final bile değilken- Alman Makine Sanayii temsilcisi Bayern Münih’ten iki maçta 10 gol yiyerek elenmesi, (bizim futbolumuzun ve tartıştığımız konuların yanında) başka bir galaksiye ait bir durum gibi duruyor. Arsenal’le Bayern arasında açılan makası ve bizim her ikisi ile olan mesafemizi düşününce galaksi tanımlaması uygun oluyor maalesef. Ankaralı Namık’ın pek sevilen (!) eserinde seslendirdiği gibi “içerde beş - dışarda beş” fark etmiyor Almanlar için.

Alman Chancelier/ Şansölye’si Bayan (!) MERKEL ve Alman Derin Devleti ile bugünlerde aramız limoni olsa da teslim etmemiz gereken bir hak söz konusu. Planlama, çalışma, sebat, disiplin ve gelişme deyince aklımıza Almanlar ve sistemleri geliyorsa; Sihirli Formül de bellidir. İkinci ve üçüncü nesil bir avuç Türk çocuğu arasından, Erdal KESER’ler, Nuri ŞAHİN’ler, Mesut ÖZİL’ler yetişiyorsa ve yetişmeye devam ediyorsa yani sürdürülebilir bir başarı söz konusuysa sıkıntı yetenekte değil üretimdedir. Ve çözüm gözümüzün önündedir.

Sahaflar Şeyhi Merhum Muzaffer OZAK’ın dediği gibi; “ görene, köre ne ! ”

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...