İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​TEKNOLOJİDE TERCİHİNİZ AKILLI MI, ZEKİ Mİ?

YAYINLAMA:

Aslında hiç teknolojik bir kadın değilim. Halen 3G kullanıyorum.

Bana yetiyor açıkçası…

Geçtiğimiz gün arkadaşım Fikri Türkel ile bu konuyu konuşuyorduk. Bana şöyle bir soru sordu “Teknolojide akıllı nesneleri mi tercih edersin, yoksa zeki nesneleri mi?” diye sordu.

“Ağabey yanlış kişiyle konuşuyorsun” dedim.

Akıllı telefondan sonra, akıllı nesneler de hayatımıza girdi. Giyilebilir ürünler de denilen bu nesnelere acaba “akıllı” tanımı kullanmamız doğru mu?

“Anlamadım” dedim…

İnsanlar, iletişimini kelimelerle yaparken, fikirlerini kavramlarla şekillendirirler ve yine duygularını kavramlarla güçlendirirler.

Aslında sorun İngilizce’de “Smart” kelimesinden tercüme edilmesinden kaynaklanıyormuş.

Ve smart kelimesi hem zeka hem akıllı yerine kullanılabiliyor. İngilizce’de zeka için “intelligence” kullanılırken, akıl için başta “mind” olmak üzere onlarca tanım yer alıyor.

Akıl, insani bir reflekstir. Akıl ölçülemez ama zeka ölçülebilir. En önemli nokta ise; akıl, sağduyulu bir yorumu ve sonucu ifade eder. Zeka ise bir seviyeyi…

Günümüz teknolojisinin en önemli ölçülerinden biri hızdır.

Buraya kadar tamam…

Peki ya zeka?

Zeka, ışık hızında hareket eder, akıl ise düşünce hızında… Işık hızını geçebilen tek şey düşüncedir.

Akıllı mı zeki mi tartışması, 4G’den sonra daha da hızlanacak. Çünkü 5G ile birlikte akıllı nesneler asıl o zaman akıllanmaya başlanacak.

Aslında burada “fuzzy logic” yani bulanık mantık diyebileceğimiz bir mantık yapısı tartışmaya açılır. Bulanık mantık, bulanık eseme ya da puslu mantık diyebileceğimiz kavramı, 1961 yılında Lütfü Aliasker Zade’nin yayınladığı bir makalesiyle gündeme geldi.

Bulanık mantık bir yapay zekâ uygulaması oluşturma prensibidir. Bulanık mantıkta temel olan bir sonuca varmaktır.

Acaba, 5G bile olsa fuzzy logic nesneler desek, daha mı doğru bir tanım olur?

Teknoloji liderleri artık nesneler arası iletişime odaklandı. Huawei, CES Asia 2015 kapsamında, yeni nesil bağlantılı araç teknolojilerinde, Audi Group’la birlikte çalışmak üzere el sıkıştı.

Google, akıllı saatler için geliştirdiği işletim sistemi Android Wear için hazırlanan uygulama sayısının 4 bine ulaştığını açıkladı.

Kupa ve benzeri organizasyonların en hassas noktası güvenliktir. Brezilya’daki Dünya Kupasında ilk defa yüz tanıma teknolojisi kullanılmaya başlandı. Seyircilerin yüz mimikleri taranıyor ve suç temayülü olanlar takibe alınıyordu. Kalabalıklar içinde saniyede 400 insan siması taranıyor ve 46 bin mimik tespit edilip, suç veri tabanındaki 13 milyon insan ile karşılaştırılıyor.

Sinirli, gergin ve kızgın şekilde sokaklarda dolaşmanız, muhtemel suçlu veya makul suçlu olarak takibe alınmanıza sebep olur mu? Bulanık mantık işte…

Umarım, bu zeki nesneler akıllı insanlarla kullanılır da akıllı sonuçlar doğurur…

Bizim en çok bu yüz tanıma teknolojisine ihtiyacımız var.

Ve ben hala akıllı mı, zeki mi olmalı, karar veremedim…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...