İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​23 NİSANLARI 1920'DEKİ GİBİ YAŞASAK!

YAYINLAMA:

Çocukluğumdan beri hemen hemen her 23 Nisan’da İstanbul’da yağmur yağar. Günlerce süren hazırlıklar ya iptâl olur ya da ertelenir. Çocukların heyecanları üzüntüye dönüşür. Yapılan masraflar da birilerinin cebini doldurmaktan ileri gidemez. Bu yıl da maalesef değişen olmadı. Ankara’daki resmî törenlerin kar yağışı altında yapılması 2017 yılının 23 Nisan’ının arşivlere geçen belgesi oldu. İstanbul’da günler öncesinden yapılan hava tahminlerine göre 23 Nisan gününün yağışlı olacağı bilinmesine rağmen, birçok ilkokulda törenler son dakikada ertelendi. Günü kurtaran ise Miraç Kandili’nin aynı güne tevâfuk etmesi oldu.

Atatürk, 23 Nisan 1920’de ne yapmıştı?

Mustafa Kemâl’in Samsun’a çıkmasıyla başlayan süreç, Erzurum ve Sivas Kongreleri ile ivme kazanmış ve Mustafa Kemâl’in Ankara’ya gelişi ile bu sürecin adı konmuştu. İstanbul’un işgâli ile kapatılan Meclis-i Mebûsan, Ankara’da çalışmalarına devam etmek üzere açıldı. Mebuslar, işgâl altındaki İstanbul’dan Özbekler Tekkesi gibi sivil kuruluşların aracılığıyla Ankara’ya gelmişti. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemâl Paşa, gerekli hazırlıkların ardından Meclis’in açılış gününü özellikle 23 Nisan 1920’e denk getirdi. 23 Nisan 1920 günü Cuma idi. Meclis, pekâlâ bir gün önce açılabilirdi. Cuma günü Hacı Bayram Veli Câmii’nde kılınan Cuma namazından sonra, kadim bir Anadolu şehri olan Ankara’da medfûn Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin mânevî huzûrunda yapılan duâ ve kesilen kurbanların ardından, şimdi müze olarak kullanılan İlk Meclis binâsında ilk oturum yapıldı.

Peki biz millî egemenliğimiz için bu kadar önemli bir günü neden 23 Nisan 1920 günü yaşananları da tekrarlayarak kutlamıyoruz? İçinde Anıtkabir ziyâretinin olduğu daha kapsayıcı, târihi öğreticiliği daha güçlü, çocuklar için Meclis’in anlam ve önemini daha hatırda kalıcı şekilde bir kutlama programı neden yapmıyoruz?

Elbette 23 Nisan’ın tüm yurtta kutlamaları farklı şekilde olacaktır. Ama herkes tüm televizyonlarda Ankara’daki kutlamaları seyreder. Dünya bu güne ne kadar önem verdiğimizi ve nasıl kutladığımızı Ankara’daki kutlamalardan tâkip eder. Dünyânın ilk çocuk bayramı olmasıyla övündüğümüz bu günü, yabancı ülkelerden gelen çocuklar için da daha ilginç ve örnek alınacak hâle getirmek gerekir.

Bu milletin varoluş mücâdelesinin komuta merkezi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını neden kötü hava şartları sebebiyle ertelenen bir okul müsâmeresi seviyesine indiriyoruz? 18 Mart’ta milyonların Çanakkale’ye akması gibi, 23 Nisan’da Hacı Bayram Câmii’nde yapılan duâlarla başlayan ve Ulus Meydanı’ndaki İlk Meclis binâsının etrâfında devam edecek bir program, Anıtkabir’in merdivenlerini dolduran çocuk sesleriyle neden zirveye çıkmasın!

2018’de yapılacak 23 Nisan kutlamalarında teknoloji nesli çocuklarımızın ilgisi çekecek bir programın hazırlıklarına şimdiden başlamakta yarar var.

Avrupa’nın utanç çağı olan Orta Çağ’da Kilise’nin aforoz ettiği kadınların canlı canlı yakılması bile çocuklar için sevimli hâle getirilip “Cadılar Bayramı” olarak kutlanırken, bizim 23 Nisan gününü, hem çocuklara armağan edip hem de günün şartlarından ve çocuklarımızın beğenilerinden uzak bir şekilde kutlamamız her şeyden önce bu vatan için canlarını fedâ eden Millî Mücâdele kahramanlarımızın aziz hâtırasına lâyık değildir.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...