İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​YUMUŞAK GÜÇ, YÜKSELEN VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER (2)

YAYINLAMA:

Doğu Anadolu’da on yıl önce yapıların bir araştırmada etnik kökenli vatandaşlarımızın %75 Kürtçe yerine İngilizce öğrenmek istediklerini belirmişlerdir. Çin’de 2011 yılında Komünist Partisi Merkez Komitesinin yaptığı toplantıda yumuşak gücünü geliştirmek için kültür sektörünü geliştirme kararı almıştır. Çin’in şimdilik en göze batan kültürel alanı gıda konusunda olmakta ve Çin restoranları dünyada hızla yayılmaktadır. Çin 2009’dan itibaren deniz aşırı propaganda için 8 milyar dolarlık bir bütçe ayırmıştır. Rusya ise RIA Novosti haber ajansını bağımsız bir yönetim sistemi ile kurmuş, Ajans daha sonra hükümete bağlı olarak çalışan Sputnikhaber kanalını 30 kadar ülkede işletmeye açmıştır. Hintlilerin batılı üniversitelerde başarılı olmalarının nedeni resmi dil olarak İngilizce konuşup yazmalarıdır. Üçyüze yakın değişik gruptan oluşan Hindistanlıların birbirlerini anlamaları başka türlü mümkün olmayacaktır. Batılı ülkelerde herkesin çok iyi tanıdığı medya organları ile II. Dünya Savaşı sonrası kurdukları düzeni sağlamlaştırmak için, Batı merkezli bir siyasal anlatımı kendi yayın organları ile dünyaya anlatmaktadırlar. Ancak, Amerikan karşıtlığının geliştiği alanlarda yükselen ülkelerin anlatımı da kabul görmektedir. Venezuela, Ekvator, Küba, Nikaragua, İran ve bazı Afrika ülkelerinde Rusya’nın siyasal anlatımı daha etkin bir rol oynamaktadır. Türkiye’nin bir süre İsrail’e karşı olan tutumu ve muhafazakar argümanları, Müslüman ülke, liderleri hariç, halklarında çok etkili bir imajın oluşmasına neden olurken Batı ülkelerinde bunun tersine bir yaklaşım olduğu gözlenmiştir. Batı’nın bu görüşünün nedeni kendi yumuşak güç stratejilerini Batılı olmayan ülkelere göre daha dürüst ve daha gerçekçi görmesidir.

Yükselen güçlerin ve gelişmekte olan ülkelerin uluslararası alanda gündemi belirleme kapasiteleri nedir sorusu günümüzde önem kazanmaktadır. Ekonomi, güvenlik ve diğer alanlarda bir konuyu başlatmak, meşrulaştırmak ve belirli bir politikayı başarıyla savunmanın sırları nelerdir. Günümüzdeki önemli sorunları şöyle bir sıralarsak: DEAŞ konusu, Ukrayna’nın durumu ve Kuzey Kore-Amerika çekişmesi gibi. Gelişmekte olan ülkelerin yönlendirici durumda olmadıkları dikkatimizi çekişyor. Ukrayna konusunda Rusya ile Amerika başı çekiyorlar. DEAŞ konusunda gene Amerika, Rusya ve onların müttefikleri arasında gündem belirleniyor ve nihayet Kore sorunu Amerika ile Rusya arasındaki anlaşmaya dayanan bir yol izliyor. Türkiye, Ortadoğu konusunda Amerika ve Rusya ile diplomatik denge rolü etkinliği ile bir rol sahibi olabiliyor. Peki günden oluşturmakta ki sırlar ne? Bunun ikinci defa soruyoruz. Önce beyin gücü gerekiyor. Entelektüel sermaye yaratıcı girişimlerde bulunacak veya küresel sorunu çözmede küresel topluluğa hitap edecek bir cevap bulucak. İkincisi, entelektüel –siyasal sermayeye yatırım yapacak bir lider olması gerekli. Üçüncü olarak uluslararası güvenebilirlik gerekli. Norveç küçük bir ülke olmasına karşılık bazı özel sorunlarda gündem oluşturabilmekte. Dördüncüsü, küresel düzeyde harekete geçebilmek için geniş bir lojistik diplomatik yapı gerekmektedir. Bu durumda küresel iletişim hassas ve dengeli bir biçimde götürülebilir ve küresel kamu oyunu yanına çekebilir. Siyaset yapıcıları ve diplomatlar medyanın sorularına cevap verebilmeli ve inanırlığı olan gazete makaleleri yazılmalıdır.

Yükselen ülkelerin yukarda anlatılan hususlarda başarısız oldukları görülmektedir. Kişi başına düşen gelirin fazla olduğu ülkeler ülkelerin yaratıcı zekaları ülkelerine çekemedikleri görülmektedir. Zengin toplumlar fakir toplumları örnek almak istememektedirler. Bu konuda, Çin ve Rusya’nın daha gelişmiş bir yumuşak güce sahip olamamalarının nedeni bu ülkelerde ifade özgürlüğünün ve demokrasinin yeteri kadar gelişmemiş olmasıdır. Bu ülkelerin gazeteleri yurt dışında tarafsız ve güvenilir görülmezler. Bu durum onların küresel ilişkileri daha fazla etkilemelerini önlemektedir. Çin üniversitelerinin çalışkan çocukları yapılan testlerde birinci gelirken, Amerikan Üniversitelerinin öğrencileri yaratıcı beyinleri olarak yetiştirmektedir veya kendi ülkelerine aktarabilmektedirler.

Skolkovo-E&Y enstitüsü, göç, üniversiteler, siyasal özgürlük üzerinden hesapladığı yumuşak güç endeksinde endeksin on kategorisinin sekizinde Amerika başta gelmiştir. Amerikan üniversitelerinde derece alan öğrenciler kendi ülkelerinde diğer öğrencilere göre daha çabuk yükselmekte ve başarılı işler yapmaktadırlar. İlginç olarak Batılı ülkelerde yetişip kendi ülkelerinde lider olanların çoğu, Batı’nın hatalarını görebildikleri için Batı’ya karşı olabilmişlerdir.

Batı anlatım tarzına göre liberal sistemi takip etmeyen ülkelerin yumuşak gücünün uluslararası alanda etkinlik kazanması zor görülmektedir. Öte yandan gerek Japonya ve gerekse son yıllarda Çin ekonomik yapılanmaları ile bir çok gelişmekte olan ülkede yumuşak güçleri ile etkinlik kazanabilmişlerdir. Ekonomik güç, demokrasi olmasa da, yardım alan fakir ülkeleri etkileyebilmektedir.

Konunun temeline inersek yumuşak gücün arkasında mutlaka sert güç yani askeri güç bulunması gerekmektedir. Örneğin, İran’a nükleer silah üretmesi yolunda çeşitli baskılar yapıp müeyyideler uygulayan Amerika, Hindistan ve Çin’in nükleer silahlarına karşı sesini çıkarmamış ve hatta Hindistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğini desteklemiştir. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasını imzalayan Brezilya’yı ise sadece takdir etmiştir. Suriye’ye müdahale için Birleş Milletler Güvenlik Konseyinde yapılan oylamada Çin ve Rusya’nın vetosu karşısında Amerika’nın izlediği politika sıkıntıya düşmüştür. Amerika’nın dünyayı etkileyen yumuşak gücünün yanında dünyanın her tarafına müdahale edebilecek olan bir askeri güç ve üstün teknoloji bulunmaktadır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...