İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DÜNYA BİR TOZ BULUTUYDU

YAYINLAMA:

Şimdi herkes “mazruf” yani içerik ile ilgili yorum yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Amerikan Başkanı Donald Trump arasındaki görüşme ile ilgili. Bense biraz “zarf” anlatmak isterim. Yani bu görüşmenin dış görünüşü ile bağlantılı.

Öncelikle Sayın Erdoğan, duruşu ve vücut dili ile daha bir ciddiydi. İşin öneminin altını çiziyordu. Sayın Trump ise sanki hala iş adamlığından kurtulamamıştı. Hayat boyu belirlediği bir üslubu olduğu belli. El ve kollarını kullanımı daha bir hareketli, majör mimiklerle anında tepki veren bir kişi. Hele elini, el sıkışmak için alışık olduğumuz şekilde yere dikey olarak uzatmayıp paralel hale getirmesi, muhtemelen uluşlararası ilişkilere de ticari anlaşmalar gibi baktığı izlenimi uyandırdı bende.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında ele alınacak konuları ve Türkiye’nin tavrını olabildiğince detaylarıyla anlatırken, Başkan Trump, üstünkörü ve kısaca değindi. Silah satışına dektek açıklaması ise, “Bakın biz de bir şeyler verdik” demek içindi sanki.

Trump’ın ülkesinin davranışlarına da yansıyan bu tavrı, bizim tarafımızda yaşanan sıkıntının da asıl sebebi. Yani Türkiye, Amerika’nın yapmaya çalıştığı şeylerin kendisi için ne derece önemli olduğunu anlatmaya çalışırken, onlar başka bir havada. Biz güncel ve çok önemli konuların altını çizerken, onlar “Dünya bir toz bulutuydu” tadında, Kore savaşına varan anlatımlarla maçı uzatmaya götürmeye çalışıyor. Biz, bir an önce bir tavır alınmasını savunurken, onlar yapacakları şeyler için zaman kazanmaya uğraşıyor. Hal böyle olunca da aynı dilden konuşmanın imkanı kalmıyor. Umarım, Amerikalıların bu tavrı, basın toplantısından sonraki yemekte de devam etmemiştir.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...