İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​YÜKSEKÖĞRETİM MESELESİ VE HOCALARA VERİLEN DEĞER

YAYINLAMA:

19-20 Mayıs 2017 tarihleri arasında; Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ), Marmara Üniversitesi ve Üniversite Öğretim Elemanları Dayanışma Derneği (ÜNDER) iş birliği ile düzenlenen ‘Uluslararası Yükseköğretimde Eğitim Araştırmaları ve Uygulamaları Kongre’sinde, yükseköğretim yolunda okul öncesi dönemden başlayarak eğitim müfredatına yönelik yenilikçi araştırmalar sunuldu. Bendeniz ve yüksek lisans öğrencim Yakup Karaşahan’ında tebliğ sunduğu kongrede ilk gününde eş zamanlı 4 oturum gerçekleştirildi. İki gün süren oturumlarda farklı üniversitelerden akademisyenler; fen bilimleri ve sosyal bilimler alanında müfredatı geliştirici öneriler ile öğretmen, öğrenci ve öğretmen adaylarına dair çeşitli araştırmaların yanında Türkiye’deki Suriyeli çocukların eğitimi de gündeme taşıdılar.

Kongrede davetli konuşması olarak söz alan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof.Dr.Mehmet Şişman, yükseköğretimde Rusya’dan sonra en fazla öğrencinin Türkiye olduğuna dikkat çekerek, yükseköğretimde çok önemli mesafenin kat edildiğini belirtti. Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Durmuş Günay, üniversitelerde düşünce ve felsefe eğitiminin eksik yapıldığına işaret etti. FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Duman, öğretmenliğin ve öğreticiliğin hiçbir şeyle kıyaslamadan kutsallığını ön plana çıkarması gerektiğini söyledi. Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Ahmet Şükrü Özdemir, öğretim elemanlarının ders dışında üniversitelere az uğradıklarının altını çizdi. ÜNDER Başkanı Doç. Dr. Muhammet Kurulay ise YÖK’ün ve eğitim derneklerinin son yıllardaki çalışmalarının akademik düzeyi geliştirdiğini belirterek bu tarz kongre ve çalıştayları, farklı araştırmaları sunması ve dünyadaki yükseköğretimin başarılı örneklerini ele alması açısından önemli bulduğunu ifade etti.

PISA’nın 2015 raporunu göre Türkiye’nin 72 ülke arasından 50. sırada yer alması düşündürücü ve üzerinde kurulması gereken bir meseledir. “Marifet iltifata tabidir. Müşterisiz mal zayidir” demiş atalarımız. Bir başka deyişle bir şeyin değer kazanması için ona gösterilen ilgi son derece önemlidir. Arkadaşım gazeteci-yazar Kemal Çiftçi hatırlattı ve diyor ki; “Bir ülkede bilimin gelişmesi isteniyorsa, öncelikle bilim adamlarına değer verilmesi gerekiyor. Bu bakımdan profesörlerin aldığı maaş en önemli göstergelerden biridir.”

New York Times gazetesinde yayınlanan bir araştırma, farklı ülkelerdeki profesör maaşlarını alım gücüne göre sıralamış. Listenin en başında sırasıyla Kanada, İtalya, Güney Afrika, Hindistan ve ABD var. Bu listeye göre Türkiye, 20. sırada yer alıyor. Rusya ve Çin ise listenin en sonlarında. 28 ülkede yürütülen araştırma, Uluslararsı Yüksek Öğretim Merkezinden (Center for International Higher Education) Philip Altbach ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilmiş. Bu araştırma, aynı zamanda beyin göçünün sebeplerini de ortaya koyuyor. Böylece hangi ülkelerin, neden beyin göçü verdiğini de daha net görebiliyoruz. Mesela Çin’de yeni göreve başlayan bir öğretim üyesinin maaşı sadece 259 dolar. Listenin en başında yer alan Kanada’da başlangıç maaşı 5.733 dolar. Ortalama profesör maaşı ise 9.485 dolar. ABD’de bu rakamlar 4.950 ve 7.358 arasında değişiyor.

Listede yer alan ülkeler arasında Etiyopya’nın durumu oldukça ilginç. 1.207 dolarla sondan dördüncü sırada yer alan bu ülke, alım gücüne bakıldığında oldukça yüksek maaş ödüyor aslında. Zira GSMH’nın tam 23 katı. Oysa ABD, Almanya veya Avustralya gibi ülkelerde bu rakam GSMH’nın iki katı. Bu demektir ki Etiyopya gerçekten de bilim adamlarına çok büyük değer veriyor. Rusya ise profesörlere GSMH’nın da altında bir ücret ödüyor. Bu da gösteriyor ki, bu ülkede beyin göçünün yaşanması hiç de tesadüf değil. Rusya ve Çin’de, öğretim üyeleri geçinebilmek için ek işler yapmak zorundalar. Türkiye’nin 20.sıraya yükselmiş olması önemli ancak yeterli değil. Zira 2023 hedeflerini yakalayabilmemiz için akademik nitelik ve ona verilen değer konusunda ciddi bir mesafe kat etmemiz gerekiyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...