İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KİBİR ÜZERİNE

YAYINLAMA:

Geçen haftaki “Kıpkırmızı Derbi”den akıllarda kalan bir sürü “martaval”ın yanında bir de özgüven/kibir tartışması yâdigar kaldı basınımızın kalemşörlerine.

Aykut Hoca; Beşiktaş’ın, Lig’de ve Avrupa’da aldığı başarılı sonuçların getirdiği bir özgüvenle sahaya çıktığını belirtirken bunun bir doz ötesinin “kibir” olabileceği tespitinde bulunuyordu.

“Şeytanın Avukatı” filminde Şeytan/Al PACINO’nun söylediği bir replik sinemaseverler tarafından hep hatırlanır: “Kibir ki en sevdiğim günahlardandır.” diye. Bir de Bratt PITT, Kevin SPACEY ve Morgan FREEMAN’lı Se7en var ki orada yedi büyük günahın her birine (gluttony (oburluk) - greed (aç gözlülük) - sloth (tembellik) - lust (şehvet) - pride (kibir) - jealousy (kıskançlık) - anger (öfke) ) bir bölüm ayrılmış durumdadır.

Bütün kutsal kitaplarda ölümcül büyük günahlar sıralanırken “kibir” öncelikli olarak zikredilir ve hiç hoş görülmez. Kutsal Kitabımız Kur’an’da, Lokman Suresi 18. Ayet “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” der Allah (CC).

Jose MORINHO, Cristiano RONALDO ve Zlatan İBRAHİMOVİÇ’le ete kemiğe bürünen futbol âleminin kibirli tayfaları arasında ülkemizden de Volkan DEMİREL, Fatih TERİM ve Arda TURAN gibi başat figürleri sayabiliriz. Oysa; dolu başağın boynu eğik olur, der atalar. Bizim geleneğimizde tevazu ve öz saygı birbirini besleyen iki temel yapı taşıdır.

Kibir, insanoğlu ve kızlarının kendi önlerine ket vurması set çekmesidir aslında. “Her şeyi ben bilirim” diye dolanan bir insana daha ne öğretebilirsiniz ki? İşinde mükemmel olduğunu düşünen bir “profesyonel” kibri yüzünden öğrenmeye/gelişmeye kapatmıştır artık kendisini. “Doğruyu sadece ben söylerim, sadece benim gittiğim yol doğrudur” iddiasındaki birisi eğri yolda/çıkmaz sokakta olduğunu nasıl anlayacak? Bir de bunlar toplum içinde saygın ve kamuoyu önderi olarak bilinen kişilerse (teknik direktör, kulüp başkanı, federasyon başkanı, futbolcu, yorumcu) ve ardılları olarak binleri takmışsa peşine, ne lazım gelir? -Eyvah ki Eyvah!

Özeleştiri-otokritik, bilinen tek ve geçerli ilaç kibir için. Bununla beraber; tekebbür erbabı bir fâninin özeleştiri yaptığı da görülmemiştir amma ne çâre?

Günümüz modern çağda, özellikle gençlerimizi etkisi altına alan mass media imkânlarıyla (tv, radyo, matbuat, internet ortamlı sosyal medya- twitter, instagram vs.) hedonizm kutsanır hale gelmiştir. Hayatın, sadece haz almaya ait bir anlamdan oluştuğunu sanarak büyüyen gençlerimizin varıp gelecekleri yegâne durak da Kibiristan/Kibircity olacaktır.

En dramatik olanı da; kişideki bu zaafın (kibrin) farkına varan ve bunu hem körükleyen hem de kullanan uyanıkların çokça olmasıdır. Bu iki tür şahsiyetin bir araya geldiği durumlarda ortaya çıkan reaksiyon toplumsal dinamiklerimizi bile sarsıcı sonuçlar doğurabilir. Allah muhafaza.

Toplumu oluşturan bütün fertlerin kanun önünde eşit oldukları bilinciyle ve bilinen Kutsî ifadeyle; “Arabın Aceme, Acemin Araba üstünlüğü yoktur”dan hareketle hepimize tevazu dolu, kibirden uzak günler ve iyi bir hafta sonu dilerim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...