İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KILIÇLA YAŞAYAN KILIÇLA ÖLMÜYOR

YAYINLAMA:

Hepimiz ne gariptir ki futbolun peşine takılmış gidiyoruz. Belki biraz da Obradoviç sayesinde basketbol konuşmaktayız ama bunların dışında kalan koskoca bir spor dünyası var bunu göremiyoruz maalesef.

Geçen hafta oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe kupa maçında yaşanan sevimsiz ve seviyesiz tartışmalar, koca koca adamların kendi seyircileri ile girdikleri ağız dalaşları, havaalanındaki karşılamada hoşa gitmeyen şeyler duyunca “alın bunları alın, bunlar rakip takımdan” diye buyurmalar arasında bu güzel başarı neredeyse hiç gündeme gelemedi. Gündem o kadar dolu ve kirli ki bu evladımızın elde ettiği Avrupa Şampiyonluğu bile duyulamadı, görülemedi.

Asil ve zarif bir spor olarak bilinen eskrim sporu aslında genetik kodlarımıza oldukça uygun bir branş. Atalarımız kılıçlarıyla ve cesaretleriyle Orta Asya’dan yola çıkıp Anadolu’yu bize vatan yapmışlardı. Günümüz dünyasında ise eskrim sporu neredeyse tamamen elektronik sistemlerin desteklediği ve her bir hamlesi, ayak hareketi özel giysiler vasıtasıyla değerlendirmeye alınan “zor” bir spor.

Epe-flöre ve kılıç dallarında karşılaşmalar yapılan eskrim sporunun Güzel ve Şanssız Ülkemizde yaygınlaşmamasının temel sebebi biraz masraflı bir uğraş olması. Giyilen kıyafet özel, kullanılan kılıçlar özel, karşılaşma yapılan yer özel olunca bu kadar özellik “bedavaya” olmuyor. Bu da futbol ve basketbol gibi kolayca yapılabilen ve her an her yerde gerçekleştirilebilen bir aktivite olamamasına sebep oluyor bu güzel ve zarif sporun.

Epe ve flöre karşılaşmalarında kullanılan özel kılıçların ucunda “puantire” denilen düğme benzeri bir düzenek bulunuyor ve rakibe temas ettirildiğinde bu devre tamamlanarak sayı elde ediliyor. “Kılıç”ta ise kullanılan kılıcın her yanı elektrik akımı taşımakta ve rakibin metal yeleğine değdiğinde devre tamamlanarak sayı elde edilmekte.

Epe genelde müdafaa, kılıç ise daha ziyade hücum ağırlıklı hamleler barındırırken flöre branşı hem hamle hem parad (temel savunma duruşu) ağırlıklıdır. Bu spora başlayan gençler öğrenmeye flöre ile başlıyor daha sonra yeteneğine ve kapasitesine göre epe veya kılıçta ilerliyor. Şu sıralarda İzmir ve Bursa Büyükşehir Belediyeleri açtıkları kurslarda Deniz Selin gibi yetenekli gençleri keşfetmekte ve onları geliştirmekteler. (Şampiyon kızımız İzmir BB’de spor yapıyor.)

Reflekslerin gelişimi ve hızlı karar verip aksiyon alma konularında savaş pilotları için tavsiye edilen bir spor dalı aynı zamanda eskrim. Satranç gibi de bir savaş sanatı tarafı bulunuyor. Rakibini analiz etme, güçlü ve zayıf yanlarını belirleme, hamle zamanlaması, hücum ve savunma geçişleri gibi birçok pratiğin ete-kemiğe büründüğü oyun olduğu için Batı Dünyasında oldukça ilgi görüyor.

Teke tek yapılan, şansa oldukça az yer bırakan, analitik bir zekâ isteyen eskrim sporunun ortaya çıkışında zırhlı şövalyelerin alt edilmesi için zayıf taraflarına hamle yapma ihtiyacı olduğu söylenir. Avrupa anlayışının temellerinde bulunan ”düello” kültürünün devamı olarak da günümüze kadar olimpik bir spor olarak gelebilmiştir. Düello ise bilindiği üzere “centilmenlerin” hesaplaşma biçimidir.

Bütün spor dallarında centilmence bir yarış ve Deniz Selin kızımızın açtığı yolda gidecek yeni sporcularımıza başarılar diliyoruz. Hepimize iyi haftalar.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...