İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SIKINTILAR VAR

YAYINLAMA:

Ülkemizi Avrupa Kupalarında doğrudan temsil edecek iki takımımızın pazar gecesi oynadıkları Süper Kupa maçı birçok gerçeği çıplak gözle görmemize imkân tanıdı. Lig Şampiyonu olduğu için Galatasaray Şampiyonlar Ligi’ne, ZTK Kupa Şampiyonu olduğu için de Akhisar UEFA Avrupa Ligi’ne grup aşamasından (herhangi bir ön eleme/play-off oynamadan) katılarak UEFA Ranking’de 35.800 puanla 10. sırada bulunan yerimizi daha yükseltmeye çalışacaklar.

Önce 90 dakika sonra ilave 30 dakika ve penaltı atışları ile oldukça uzun bir yol kat ederek Süper Kupa’yı kazanan Akhisar’ı tebrik ediyoruz. Ancak hem Galatasaray’ın hem de Akhisar’ın gösterdikleri takım performansı ve birkaç futbolcu hariç genel bireysel performanslar “eyvah-eyvah” dedirtti. Neyse ki Avrupa Kupası maçlarına daha zaman var iki takımımız için de, toparlanırlar umarız. Yoksa Süper Kupa performansları Avrupa gruplarında “0” puan çekmeye yakın performanslar.

Bir eyvah-eyvah da Konya Stadı’nın zemininden kim sorumlu ise ona diyoruz. Bu saha zemininde 17 iç saha lig ve en az 3-4 ZTK kupası maçı oynanacağını düşünürsek, hiç kış olmasa bile (hem de Konya’da!) Allah futbolcuları sakatlıklardan muhafaza etsin. Amin.

En büyük fiyasko ise; iki seneye yakın süren hazırlık aşamasının ardından Mayıs-Haziran’daki terfi/play-off maçlarını saymazsak Süper Lig düzeyinde ilk gez “görücüye çıkan” Video Asistan Hakem (VAR) uygulamasındaydı. Aslında teknik altyapı ve komünikasyon açısından önemli bir sıkıntı olmamakla beraber, bu verileri analiz eden ve karar üreten kişi/kişilerde oldukça ciddi sıkıntı VAR.

Dünya Kupası Yarı Final Maçını sorunsuz yöneterek artık Dünya çapında bir “Final” yönetmeye layık olduğunu hepimize özellikle UEFA-FIFA Hakem Komitesi’ne ispat eden Cüneyt ÇAKIR, daha ilk VAR’lı maçta VAR’ı auta attı Ülkemizde. Dany’nin Rordigues’e yaptığı müdahale çıplak gözle bile “son adam-kırmızı kart” olduğu halde ve VAR odasından kendisine bu yönde uyarı da geldiği halde, “Nuh” dedi “Peygamber” demedi”. 1-0 önde olan Akhisar’ın sakar stoperi Dany bu karar sonrasında maçın sonuna kadar sahada kalarak takımının kupayı kazanması için üstüne düşen vazifeyi yapmaya devam etti.

Cüneyt Hoca ise devre arasından dönüşte kendisine itiraz eden Galatasaraylı yönetici ve futbolculara saha içinde verdiği ufak seminerlerle haklılığını ispat etmeye çalıştı beyhude şekilde. Böylece gördük ki; (tam da beklediğimiz gibi) büyük ümitler bağladığımız ve adil oyun adına “kurtarıcı” olarak gördüğümüz VAR, pek o kadar da matah bir şey değil. Makine ve sistem tek başına karar üretemiyor, kararı üreten ve uygulayan gene “insan”, makine ve sistem ancak karar destek mekanizmaları olarak süreçte yerini alıyor. En iyi, en kaliteli hakemimizin VAR ile ulaştığı sonuç gene adil olmaktan hayli uzakken; sıradan, standart hakemlerimiz bu VAR ile nereye VARırlar düşünmek bile istemiyoruz şu anda.

Bu zamana kadar birçok konuda eleştire geldiğimiz TFF’nin VAR konusundaki gayretini ve emeğini takdir etmek adil oyun/fair play’in gereği olarak önümüzde. Tebrikler TFF’ye. Ne var ki MHK geçen seneki kafada devam ederse ve hakemlerin form düzeyi geçen seneki seviyede kalacak olursa bu lig “karakolda” biter.

Amerika’nın 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası uyguladığı ambargo ile yerli silah üretimine mecbur kalışımıza benzer bir itekleme ile UEFA Finansal Fair Play uygulaması ile de masrafları kısarak ve alt yapıya yönelerek “ayağımızı yorganımıza göre uzatmaya” mecbur kalışımız, sebep-sonuç ilişkisi içinde bizim hayrımıza netice verecek gibi gözüküyor.

Üç büyükler dâhil tüm takımlarımızda birer-ikişer altyapı mahsulü ürünler görmeye başladık neyse ki. İnşallah gençlerimiz bu fırsatı iyi değerlendirir ve hem kendileri hem da takımları için katma değer üretebilirler.

Fenerbahçe’ye Benfica maçında bol şans, sizlere iyi bir hafta, Süper Lig’e “Hoş geldin” diyoruz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...