Türkiye’nin en prestijli sinema organizasyonlarından biri olan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 62. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 24 Ekim - 2 Kasım 2025 tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde, sinema sanatına yön vermiş iki usta isme Onur Ödülü takdim edilecek: Serap Aksoy ve Settar Tanrıöğen.
Bu ödüller yalnızca birer plaket değil; onlarca yıllık emeğin, sahnede ter dökülen gecelerin ve beyazperdede iz bırakmış anların sessiz ama görkemli bir takdiri. Bu yılki onur ödülleri, Türk sinemasının hafızasında yer etmiş iki özel ismi ölümsüzleştiriyor.

serap aksoy: sahnede doğan ve beyazperdede büyüyen bir efsane
Serap Aksoy’un ismi, yalnızca oyunculukla değil; aynı zamanda kültürel hafızayla da anılıyor. İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda başladığı bale eğitimi, Münih Müzik Akademisi’nde şekillendi. Ancak onu Türkiye’ye mal eden asıl şey, sahne üzerindeki varlığı ve ekrana yansıttığı derin karakterler oldu.
1983’te “Kartallar Yüksek Uçar” dizisiyle başlayan ekran kariyeri, kısa sürede sinema dünyasına taşındı. Aksoy’un Atıf Yılmaz’ın “Değirmen” filmiyle sinemaya adım atması, Türk sinemasının kadın oyuncu profilini değiştiren önemli adımlardan biri olarak kabul ediliyor.
Serap Aksoy’un kariyerinde Piano Piano Bacaksız, C Blok, İki Kadın, Yer Demir Gök Bakır gibi yapımlar sadece filmler değil; dönemin ruhunu yansıtan sanat eserleri olarak öne çıkıyor. Oyunculuğunun yanı sıra sunuculuk da yapan Aksoy, birçok kültür-sanat programının hem yapımcılığını hem de sunuculuğunu üstlenerek çok yönlü bir kariyer inşa etti.
settar tanrıöğen: karakter oyunculuğunun sessiz devrimi
Settar Tanrıöğen’in adı anıldığında akla ilk gelen şey, sahici ve derinlikli oyunculuk... Tiyatrodan sinemaya, televizyondan dijitale uzanan yolculuğunda, Tanrıöğen her rolü bir yaşam formuna dönüştürdü. Onun için oyunculuk sadece bir meslek değil; bir duruş, bir anlatım biçimi.
Kariyerine tiyatroda başlayan Tanrıöğen, sinemaya 1996 yapımı Eşkıya filmiyle adım attı. Ardından gelen Yazı Tura, Takva, Vavien ve Çoğunluk gibi yapımlar, onun oyunculukta ulaştığı katmanlı anlatım gücünün örnekleriydi.
Tanrıöğen’in adını geniş kitlelere taşıyan projelerden biri olan İkinci Bahar dizisindeki “Vakkas” karakteri, Türk televizyonlarının unutulmazları arasında yer aldı. Son yıllarda ise “Kızılcık Şerbeti” ve “Bir Başkadır” dizilerinde canlandırdığı karakterlerle izleyiciye hem nostalji hem de yepyeni bir yorum sundu.
bu ödüller bir kariyerin sonu değil, bir sanat mirasının kutlaması
Altın Portakal’da verilecek onur ödülleri, Serap Aksoy ve Settar Tanrıöğen’in kariyerine bir “veda” değil, bir kutlamaanlamı taşıyor. Her iki sanatçı da yıllar içinde sadece oyunculuk yapmadı; toplumun duygularına, çatışmalarına ve hayallerine tercüman oldu.
Bu yıl festivalin 25 Ekim’deki açılış töreninde yapılacak ödül takdimi, sadece bir tören değil, aynı zamanda Türk sinemasına bir saygı duruşu niteliğinde olacak. Serap Aksoy’un zarafeti ve Settar Tanrıöğen’in karizması, Altın Portakal sahnesinde yeniden buluşacak.