Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen 47. Genişletilmiş Dünya Mirası Komite Toplantısı'nda, Afrika kıtasından üç önemli alan daha UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi. Bu yeni eklemeler, kıtanın kültürel ve doğal çeşitliliğini uluslararası alanda bir kez daha görünür kıldı.
Malavi’nin güneyinde yer alan Mulanje Dağı, bölge halkı tarafından kutsal sayılan bir alan. Tanrıların ve ruhların yaşadığına inanılan dağ, aynı zamanda endemik bitki türleri ve etkileyici yürüyüş rotalarıyla doğa severlerin uğrak noktası konumunda. Dağın UNESCO listesine alınması, hem doğa hem inanç açısından büyük önem taşıyor.
Mandara Dağları’ndan Kültürel Bir Miras: Diy-Gid-Biy
Kamerun’un Uzak Kuzey bölgesindeki Diy-Gid-Biy kültürel peyzajı, 12. ile 17. yüzyıllar arasında şekillendiği tahmin edilen geniş bir kültürel alanı kapsıyor. Arkeolojik kalıntılar, tarımsal yapılar ve ibadet alanlarıyla bu bölge, Mandara Dağları eteklerinde Afrika'nın çok katmanlı tarihine ışık tutuyor.
Bijagos Takımadaları: Kadınların yönettiği adalar UNESCO’da
Gine Bissau açıklarında yer alan Bijagos Takımadaları, 88 ada ve adacıktan oluşan etkileyici bir coğrafyaya sahip. Anaerkil yapısıyla tanınan Bijago etnik grubunun yaşadığı bu bölge, animist inanç sistemleri, kadın liderliği ve doğal zenginlikleriyle öne çıkıyor. 13 bin kilometrekarelik alana yayılan adalarda yalnızca 20’sinde yaşam bulunuyor ve bu alanlar 30 bin kişilik nüfusla 870 binden fazla göçmen kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Bijagos, Gine Bissau’nun UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren ilk miras alanı oldu.
Toplantıda yalnızca yeni kayıtlar değil, olumlu gelişmeler de duyuruldu. Uzun süredir “tehlike altında” listesinde yer alan üç Afrika bölgesi bu statüden çıkarıldı:
Madagaskar’daki Atsinanana Yağmur Ormanları,
Mısır’daki Abu Mena arkeolojik alanı,
Libya’daki Ghadames tarihi kenti.
Bu gelişmeler, mirasların korunması adına bölgesel iyileşmelerin umut verici bir göstergesi olarak yorumlandı.
Afrika hâlâ eşit temsilden uzak
UNESCO verilerine göre, Afrika kıtası dünya yüzeyinin önemli bir bölümünü kaplasa da, Dünya Mirası Listesi’ndeki alanların yalnızca yüzde 9’una sahip. Buna karşılık, “Tehlike Altındaki Miraslar” listesindeki alanların yaklaşık dörtte biri Afrika'da bulunuyor. Uzmanlar, bu eşitsizliğin hem kültürel tanınma hem de koruma fonlarının dağılımı açısından sorun teşkil ettiğine dikkat çekiyor.