Yeni Birlik Gazetesi
Yeni Birlik Gazetesi Kültür Sanat Ahlâkın ve iradenin felsefecisi: Nurettin Topçu, vefatının 50. yılında anılıyor

Ahlâkın ve iradenin felsefecisi: Nurettin Topçu, vefatının 50. yılında anılıyor

"Hareket" felsefesini kuran, Anadolu irfanını savunan mütefekkir Nurettin Topçu, vefatının 50. yılında fikirleri ve eserleriyle yad ediliyor.

MUHABİR: Sibel Çınar

İstanbul’un kalbinde doğan bir aydın…

1909 yılında İstanbul Süleymaniye’de dünyaya gelen Nurettin Topçu’nun kökleri Erzurum’a dayanır. Asıl adı Osman Nuri olan Topçu, çocukluk yıllarını İstanbul’un tarihi semtlerinde geçirdi. Kitap sevgisini küçük yaşta edinen Topçu’nun Mehmet Akif hayranlığı da öğrencilik yıllarında şekillendi.

1928’de devlet bursuyla Fransa’ya giden Topçu, Aix ve Strasburg üniversitelerinde eğitim aldı. 1934’te Sorbonne’da felsefe doktorası vererek bu başarıyı yakalayan ilk Türk oldu. Tezini “İsyan Ahlakı” başlığıyla savundu; bu eser Türkiye düşünce hayatına yön verecek bir fikir sistematiğinin temeliydi.

“İsyan”, bir ahlâk hareketidir

Topçu’nun ahlâk anlayışı, bireyin Allah’a giden yolunu tıkayan her şeye karşı direnişle şekillenir. Ona göre isyan, merhamet ve irade temelli bir ahlâk eylemidir. “İsyan Allah’ın bizdeki hareketidir” diyerek ahlâkı metafizik ve tasavvufi derinliklerle yorumladı.

Türkiye’ye döndükten sonra Galatasaray, Vefa, İstanbul Erkek Lisesi gibi önemli okullarda öğretmenlik yaptı. Robert Koleji ve İmam Hatip Okulu’nda da görev aldı. 40 yıl boyunca sürdürdüğü eğitim faaliyetleriyle yalnızca ders değil, düşünce ve değerler de aktardı.

Dergiciliğin zirvesi: “Hareket” dergisi

1939’da kurduğu “Hareket” dergisi, yalnızca bir yayın değil, aynı zamanda bir düşünce mektebi haline geldi. Dergi, Topçu’nun “hareket, Allah ile insanın terkibidir” anlayışını yansıtan bir fikir platformu oldu. Yazılarında şahsiyet, irade, ahlâk ve hizmet temalarını işlemiştir.

Topçu, milliyetçiliği ırk temelli değil, İslâmî ve tasavvufî değerlerle şekillendirmiştir. Ona göre millet; Mevlâna, Yunus Emre ve Fatih gibi ruh köklerinden beslenmelidir. “Anadoluculuk” fikrini savunarak, Türk modernleşmesini ahlâk ve ruh kökleriyle yeniden inşa etmeyi amaçladı.

Metafiziğe karşı reddi reddeden felsefe

Metafiziği dışlayan pozitivist akımlara karşı çıkan Topçu, Batı felsefesinden beslenmekle birlikte tasavvufi sezgiye dayalı düşünceyi öne çıkardı. Blondel, Bergson ve Kierkegaard gibi düşünürlerle kurduğu fikir bağı, onu ahlâk ve mistisizm arasında eşsiz bir konuma taşıdı.

Ali Fuat Başgil ile Adalet Partisi’nin kuruluşunda yer alsa da siyasi gelişmeler nedeniyle partiden ayrıldı. Onun için esas olan, fikrin haysiyeti ve ahlâki tutarlılıktı. Kalemini hiçbir zaman politik çıkarların hizmetine sokmadı.

Vefa ödülü ile onurlandırılan bir miras

Nurettin Topçu’ya, 2017’de Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında “Vefa” ödülü verildi. Anadolu irfanını, ruhun derinliklerini ve ahlâkın kudretini anlatan eserleriyle bu ödüle layık görüldü.“İsyan Ahlakı”, “Yarınki Türkiye”, “Ahlâk Nizamı”, “Mevlâna ve Tasavvuf”, “Türkiye’nin Maarif Davası” gibi eserler; onun fikir çabasının nişaneleridir. Ezel Erverdi ve İsmail Kara’nın editörlüğünde tüm külliyatı Dergâh Yayınları’ndan yeniden basıldı. Nurettin Topçu, 10 Temmuz 1975 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.
Cenazesi, Fatih'teki Topkapı Kozlu Mezarlığı’na defnedildi.

Nurettin Topçu’nun vefatının üzerinden yarım asır geçti. Ancak yazdığı her satır, kurduğu her cümle bugün hâlâ öğretmenleri, öğrencileri, düşünürleri ve okuyucuları etkilemeye devam ediyor. Onun davası bir isyan değil; ahlâkla yoğrulmuş bir uyanıştır.