Bu yıl 32’ncisi düzenlenecek Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, sinemanın evrensel diliyle dünya gündemindeki acılara ışık tutmaya devam ediyor. 22-28 Eylül tarihleri arasında Adana’da gerçekleşecek festivalin en dikkat çekici bölümlerinden biri, Filistin halkının yaşadığı trajediyi odağına alan "Gazze, Şimdi!" başlıklı özel film seçkisi olacak.
Sinemanın Vicdanı: "Gazze, Şimdi!"
Festival komitesi tarafından yapılan açıklamada, bu yıl "Sinema barıştır, özgürlüktür, umuttur" mottosuyla yola çıkan organizasyonun, dünya sineması bölümü kapsamında Filistin’e güçlü bir sinemasal alan açılacağı belirtildi. "Gazze, Şimdi!" seçkisi, yalnızca bir sinema etkinliği değil, aynı zamanda yaşanan insani krize karşı bir dayanışma çağrısı niteliği taşıyor.
Seçkide üç film öne çıkıyor:
"Bir Zamanlar Gazze'de": Filistinli yönetmenler Arab ve Tarzan Nasser kardeşlerin imzasını taşıyan film, Gazze'deki gündelik hayatın sıradışı ve sarsıcı portresini çiziyor. Film, savaşın gölgesinde bile umut ve direnişin var olabileceğini sinematografik bir dille aktarıyor.
"Yitik Düşler": Rashid Masharawi’nin yönettiği bu yapım, Filistinli mültecilerin yaşamını, aidiyet duygusunu ve sürgünün yarattığı kimlik çatışmalarını merkezine alıyor. Masharawi’nin kendine özgü anlatım dili, izleyiciyi doğrudan olayların içine çekiyor.
"Yüreğini Eline Al ve Yürü": İranlı yönetmen Sepideh Farsi'nin çektiği belgesel, bölgedeki direnişin ve kadınların mücadele gücünün altını çiziyor. Film, kişisel hikâyeler üzerinden kolektif bir hafızaya ulaşmayı amaçlıyor.
Gazze’nin Sesi Adana’dan Yükseliyor
Altın Koza Film Festivali, bu özel seçkiyle yalnızca bir kültür-sanat etkinliği olmaktan çıkıp, dünyanın en kanayan yaralarından birine sinema yoluyla temas ediyor. "Gazze, Şimdi!" bölümü, sinemanın estetik gücünü toplumsal vicdanla buluşturarak, seyirciye sadece izleme değil, düşünme ve empati kurma çağrısı yapıyor.
Festival kapsamında düzenlenecek söyleşiler ve panellerle de bu filmlerin taşıdığı politik ve insani bağlamlar derinlemesine ele alınacak. Adana, bu yıl yalnızca sinemanın değil, vicdanın da sesi olacak.