Türkiye sinemasında derinlikli karakter yapıları, içsel çatışmalarla örülü kadın hikâyeleri ve stilize anlatımıylatanınan usta yönetmen Ümit Ünal, 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali'nde jüri başkanlığı görevini üstlenecek. 22-28 Eylül 2025 tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalde, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışmasıjürisine liderlik edecek Ünal, sinemaya kazandırdığı benzersiz anlatım diliyle bu kez değerlendiren koltuğunda oturacak.
Adana Altın Koza'nın her yıl daha da büyüyen sanatsal etkisi, bu yıl Ümit Ünal gibi çok yönlü bir sinema insanının jüri başkanlığıyla farklı bir boyut kazanıyor. 1980’lerden bu yana hem senarist hem yönetmen hem de yazar kimliğiyledikkat çeken Ünal, sinema kariyeri boyunca her zaman insanı odağa alan yapımlar üretmeyi başardı. Şimdi ise bu vizyonunu festivalin seçici kuruluna taşıyacak.
“Teyzem”le başlayan yolculuk: yazıdan kamera arkasına uzanan bir anlatıcı
Ünal’ın sinema yolculuğu 1986 yılında Halit Refiğ’in yönettiği klasikleşmiş “Teyzem” filmiyle başladı. Film, senaryosuyla izleyiciyi derinden etkilerken, Ünal’ın kaleminin gücünü sinema dünyasına kanıtladı. Bu ilk büyük çıkışın ardından peş peşe yazdığı “Milyarder”, “Hayallerim, Aşkım ve Sen”, “Arkadaşım Şeytan” ve “Berlin in Berlin” gibi döneminin kült filmleriyle senaryo yazımında önemli bir yere oturdu.
Senaryo alanındaki başarısıyla yetinmeyen Ümit Ünal, anlatım gücünü edebiyatla da buluşturdu. “Amerikan Güzeli”, “Aşkın Alfabesi”, “Kuyruk” ve “Işık Gölge Oyunları” gibi eserlerle okuyuculara da seslenen Ünal, yazınsal derinliği ile dikkat çekti. Onun için anlatım biçimi, yalnızca görüntüyle değil, kelimelerle de kurulan bir evrendi.
yönetmenlik koltuğunda bir anlatı ustası: “9”dan “Evcilik”e uzanan çizgi
2001 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu ilk film “9”, İstanbul Film Festivali’nde En İyi Türk Filmi seçildi ve 2003 yılında Türkiye’nin Yabancı Film Oscar adayı olarak belirlendi. Bu başarı, Ünal’ın sadece senarist değil, aynı zamanda vizyon sahibi bir yönetmen olduğunu da tescilledi.
2004 yılında senaryosunu yazıp dört yönetmenle birlikte yönettiği “Anlat İstanbul”, Adana Altın Koza’da üç büyük ödül kazanarak hafızalara kazındı. 2008 yapımı “Ara” ile En İyi Senaryo, En İyi Kurgu ve En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini toplayan Ünal, bu filmle auteur kimliğini daha da derinleştirdi.
Yönetmenin anlatımındaki özgünlük, “Gölgesizler”, “Kaptan Feza”, “Ses”, “Nar” ve “Sofra Sırları” gibi filmlerle ivme kazandı. Özellikle “Nar” ve “Sofra Sırları”, kadın karakterlerin iç dünyasına duyarlı ve çok katmanlı bakışıyla sinemaseverlerden büyük övgü topladı.
son dönem üretkenliği: ödüllerle taçlanan yeni filmler
2019’da “Aşk, Büyü, vs.” filmiyle İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film, Ayvalık Film Festivali’nde ise Yılın Yönetmeni ödülüne layık görülen Ümit Ünal, üretkenliğini yıllara meydan okurcasına sürdürüyor. Son olarak 2024 yılında gösterime giren ve Antalya Altın Portakal’dan En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleriyle dönen “Evcilik”, Ünal’ın anlatı evrenine eklediği en taze halka oldu.
Her yeni filminde başka bir estetik ve anlatım dili deneyen Ünal, 2025’te Altın Koza jürisinde görev alarak yalnızca sinemaya değil, sinema değerlendirmesine de ne kadar hakim olduğunu bir kez daha gösterecek.
özgünlük ve derinlik arayan sinema anlayışı, jüride karşılığını bulacak
Adana Altın Koza’nın uzun yıllardır sinemaya kattığı değer, bu yıl Ünal gibi bir sinema düşünürünün jüri başkanlığıyla daha da anlamlı hale geliyor. Sinemanın yalnızca görsel bir anlatım değil, aynı zamanda bir düşünce biçimi olduğunu savunan Ünal’ın bu göreve getirilmesi, festivalin sanatsal çıtasını yukarı taşıyan stratejik bir tercih olarak yorumlanıyor.
Bu yıl Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak yapımlar, sadece teknik değil, aynı zamanda anlatısal derinlik açısından da güçlü bir süzgeçten geçecek. Festival seyircisi ise bu sürecin en büyük kazananı olacak.