Arkeoloji dünyasında son yılların en dikkat çekici bulgularından biri, evlilik geleneklerinin kökenine ışık tutuyor. Anadolu’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan Eski Babil dönemine (M.Ö. 2000’ler) ait çivi yazılı tabletler, “ezibtum” olarak adlandırılan bir uygulamadan söz ediyor. Bu kelime, gelinin ailesine evlilik öncesinde verilen para veya malı ifade ediyor. Yani modern anlamda “başlık parası”nın izleri, günümüzden tam dört bin yıl öncesine kadar gidiyor.
Mezopotamya’dan Anadolu’ya kültürel köprü
O dönemin hukuki belgelerinde yer alan kayıtlar, başlık parasının yalnızca Anadolu’ya özgü olmadığını, Mezopotamya’da da benzer biçimlerde uygulandığını gösteriyor. Hammurabi Kanunları’nda evlilik sözleşmeleri detaylı şekilde düzenlenmiş; boşanma durumunda “ezibtum”un geri verilmesi ya da nafaka benzeri ödemelere dönüştürülmesi hükme bağlanmış. Bu durum, başlık parasının sadece kültürel değil, aynı zamanda hukuki bir nitelik taşıdığını ortaya koyuyor.
Türk kültüründe “Kalın” geleneği
Millî Folklor dergisinde yer alan araştırmalara göre, Türk boyları arasında “kalın” adıyla bilinen bu uygulama, Göktürklerden Osmanlı’ya kadar birçok toplumda evlilik sürecinin bir parçası olmuş. Göçebe yaşam tarzına sahip topluluklarda başlık parası, sadece bir ödeme değil; aileler arası ittifakı, sosyal statüyü ve ekonomik güvencenin sembolünü temsil etmiş. Kazak, Kırgız ve Kırım Tatarlarında da benzer gelenekler günümüze kadar devam etmiş.
Tartışmalı miras
Başlık parası, günümüzde kimi çevrelerce kadını ekonomik bir meta olarak gören eski bir alışkanlık olarak eleştirilirken, kimileri ise bunun bir kültürel miras ve aile onuru göstergesi olduğunu savunuyor. Ancak arkeolojik bulgular, bu geleneğin köklerinin sadece Anadolu’ya değil, Mezopotamya ve Orta Asya’ya kadar uzandığını kanıtlıyor.
Kazılardan günümüze yansıyan hikâye
Kazı alanlarından çıkarılan ve bugün müzelerde sergilenen çivi yazılı tabletler, binlerce yıl öncesinin sosyal düzeni hakkında çarpıcı bilgiler sunuyor. “Ezibtum” kelimesi, tarihçilerin evlilik geleneklerini yeniden değerlendirmesine neden olurken; kültür araştırmacılarına da toplumsal ilişkilerin ekonomik boyutunu anlamada önemli bir veri sağlıyor.