Balıkesir’in Havran ilçesine bağlı İnönü Mahallesi yakınlarında yer alan Andık Mağarası, tarih öncesi çağlardan günümüze uzanan izleriyle arkeoloji dünyasının dikkatini çekiyor. 1949 yılında Prof. Dr. Kılıç Kökten tarafından keşfedilen mağara, bugün Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derya Yalçıklı başkanlığındaki ekip tarafından titizlikle kazılıyor.
Zorlu yolculuk, büyük keşifler
Her sabah erken saatlerde kazı evinden yola çıkan ekip, araçların ulaşamadığı noktalardan sonra malzemelerini eşeklerle taşıyarak mağaraya ulaşıyor. Yaklaşık 59 metre derinliğe sahip olan ve çok sayıda galeriden oluşan mağara, hem doğal yapısı hem de tarihsel izleriyle önemli ipuçları sunuyor.
Geçmişin katmanları gün yüzünde
Kazılarda Neolitik ve Kalkolitik çağlara ait yerleşim izleri bulunurken, Geç Tunç Çağı’ndan Bizans dönemine kadar farklı tabakalarda ritüel amaçlı kullanım tespit edildi. Mağara duvarlarında yer alan dağ zirvesi ve leopar figürlü resim, bölgenin kültürel çeşitliliğini gözler önüne seriyor. Ayrıca seramik kaplar, taş ve kemikten yapılmış aletler günlük yaşama dair önemli bilgiler sunuyor.
Prof. Dr. Derya Yalçıklı, karbon analizleriyle milattan önce 6700 yılına kadar tarihlenen bulgulara ulaştıklarını belirterek, bunun bölge için bilinen en eski tarihlerden biri olduğunu vurguladı. Yalçıklı, “Şu an kazdığımız tabakalar bölgede çok az bilinen Neolitik ve Kalkolitik dönemlere dair detaylı bilgiler sağlıyor. Bu kazılar 20-25 yıl sürecek bir araştırma potansiyeline sahip” dedi.
Havran’ın kültürel hazinesi
Havran Belediye Başkanı Emin Ersoy, kazılara verdikleri desteğin süreceğini belirterek, mağaranın turizme kazandırılmasının bölge için büyük bir fırsat olduğunu söyledi. “Havran tarımı, doğası ve tarihiyle ön plana çıkıyor. Andık Mağarası’nın turizmle bütünleşmesi ilçemize önemli katkılar sağlayacaktır” diye konuştu.