BURSA ULU CAMİ’DE ZAMANI AŞAN SANATLA DİJİTAL BULUŞMA
Ecdadın kaleminden dökülen hat eserleri, teknolojinin diliyle yeni nesle sesleniyor.
Osmanlı'nın kadim başkenti Bursa'nın kalbinde, asırlara meydan okuyan bir mabedin gölgesinde teknolojiyle bezeli sessiz bir devrim yaşanıyor. Yıldırım Bayezid’in 14. yüzyılın sonlarında inşa ettirdiği, Evliya Çelebi’nin “Bütün camilerin ulusudur” diyerek övdüğü Ulu Cami, artık hat sanatının büyüsünü dijital çağla harmanlıyor.
Mabedin Kalbinde Dijital Bir Hafıza
Duvarlarında 41 usta hattatın emeğini taşıyan 192 hat eseriyle adeta bir "manevi sanat galerisi" olan Ulu Cami, şimdi bu eserlerin her birine dair bilgileri ziyaretçilerine QR kodlar aracılığıyla sunuyor. Caminin üç ana kapısında yer alan dijital ekranlardan erişilebilen bu sistem sayesinde, ziyaretçiler ister yazılı olarak okusun ister kulaklıklarıyla dinlesin; her yazının anlamına, hattatına ve tarihçesine ulaşabiliyor.
Bursa Ulu Cami Onarım Donatım ve Bakım Derneği Başkanı Hilmi Şanlı’nın ifadesiyle, bu girişim yalnızca bir bilgi aktarımı değil, aynı zamanda "geçmişin ruhuyla bugünün dilini buluşturma" çabası.
“Sadece seyredilen değil, içselleştirilen bir hat sanatı deneyimi sunmak istedik. Bu eserleri yazan ecdadımızla bugünün gençlerini aynı atmosferde buluşturmayı amaçladık.”
Kutsal Emanetlerin Gölgesinde Sanatın Sessiz Yankısı
Ulu Cami’nin iç mekânında sergilenen 500 yıllık Kâbe örtüsü ve Mısır’ın fethinden kalan kutsal emanetler, tarihsel bir hafızayı taşırken; duvarlardaki hat yazıları da inanç ve estetiğin en zarif kesişim noktasını oluşturuyor. Özellikle "vav" harfinin yoğunluğu, İslam’ın tevazu anlayışını sanatla ifade eden bir motif olarak dikkat çekiyor.
Akademik Titizlikle Hazırlanan Manevi Rehber
Projede yer alan bilgi içerikleri, üniversitelerin ilahiyat ve güzel sanatlar bölümlerinden akademisyenler tarafından hazırlandı. Her hat levhasının anlamı, bağlamı ve tarihçesi bilimsel kaynaklara dayandırılarak sade ve anlaşılır bir dille aktarılıyor. Şanlı, bu yönüyle çalışmanın hurafelerin önüne geçen, doğru bilgiye dayalı bir kültürel hafıza sunduğunu vurguluyor.
Kültür Mirasımızı Dijital Geleceğe Taşımak
Ulu Cami’nin bu örnek uygulaması, sadece yerli turistler değil, yabancı ziyaretçiler için de evrensel bir kapı aralıyor. Yakında İngilizce ve Arapça dil desteğiyle zenginleştirilmesi planlanan dijital içerikler sayesinde, hat sanatı dünyaya daha güçlü bir şekilde tanıtılacak.
Dernek, aynı yöntemin Sultan Ahmet, Selimiye ve Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi gibi Türkiye’nin diğer büyük mabedlerinde de uygulanmasını öneriyor. Böylece, geleneksel İslam sanatının en parlak örnekleri dijital çağın araçlarıyla daha geniş kitlelere ulaşabilecek.
Sanatın Zamanı Aşan Kudreti
Ulu Cami bugün, yalnızca bir ibadethane değil; sanatın, tarihin ve teknolojinin iç içe geçtiği eşsiz bir kültür durağı olarak yükseliyor. Hat sanatının zarafetiyle şekillenen bu sessiz duvarlar, artık dijital çağın sesiyle konuşuyor. Ecdadın mürekkebiyle yazılanlar, bugünün parmak izleriyle yeniden okunuyor.
Bursa Ulu Cami, Türkiye'nin kadim sanat mirasını geleceğe taşıyan bir köprüye dönüşüyor. Kültür ve teknolojinin el ele verdiği bu adım, sanatla yoğrulmuş bir medeniyetin çağları aşan hafızasına duyulan vefanın ifadesi olarak tarihe not düşülüyor.
